Morden’de Bir Pazar Günü

Geçen Pazar ailecek görüştüğümüz 14 aylık bebekleri olan arkadaşlarımız evlerine yakın bir parkta festival olduğunu söyleyip bizi davet ettiler. Türkiye’den henüz dönmüşüz, bir haftasonu da evde oturalım derken güneşli Londra havası ve İspanyol olanın paella pişireceğim size demesi fikrimizi değiştirdi.

Önce evlerinde ziyaret ettik, çocuklar kaynaşır gibi oldu. Aslında Alaz kaynaştı da, sevgili Torin Alaz’ın, elindeki oyuncakları kapmasına alışamadı. Alaz birkaç kez sarılayım derken de çocuğun canını yaktı ya da korkuttu. Türk bebeği işte, resmiyet yok illa sarılacak!

Ardından Morden Parkı’na gittik. Bebek arabalarını parkedip piknik örtülerimizi serdik. Konser verilen platformu, yüz boyama çadırını, balondan hayvanlar yapan abiyi, çocukların içinde zıpladıkları hava dolu dev oyuncağı (bouncy castle deniyor), resim yapanları, sihirbazlık öğretenleri çocuklar babalarının sırtında gezdik. Alaz ve Torin birçok atraksiyon için çok küçüklerdi. Sadece balon yapan abinin balonlarında alabildik, diğerlerine hayran hayran baktılar.

Piknik yerimize dönüp muhteşem paelladan yedik. Hem de mangalda pişirilmişti. Ben de eli boş gitmedim; çocuklara da uygun bol meyveli bir kek götürmüştüm. Alaz ve Torin kek tabağını tavaf ettiler. Paellanın da tadına baktılar; ama kek daha cazipti. Ardından henüz adım atmaya başlaya Torin özgürlüğünü ilan edip çayırlara attı kendini. O ana dek yanımızda paella ve kek kemiren Alaz, ‘a-ha, örtü dışına da çıkabiliyormuşuz’ diye düşünüp son hız emeklemeye başladı diğer piknikçilere doğru. Ardından babasının gittiğini görünce daha da hızlanıyordu oyun zannedip. O andan itibaren Alaz’ı tekrar örtüde oturtamadık.

Temiz hava, bol güneş hepimize iyi geldi. Eve dönüş yolunda iki bebek de yorulmuş, gözlerini ovuşturuyorlardı. İyi ki gitmişiz dedik…

* Morden’e yolunuz düşerse Morden Hall Park’a uğrayın. National Trust’un bakımını üstlendiği park hergün açık ve ücretsiz. 25 çeşit gül yetişen gül bahçeleri, kuş gözlemevi, çocukların oynayabileceği doğal park, dereler ve uçsuz bucaksız çayırlar bir şehrin ortasında olduğunuzu unutturacak.