Uçtu Uçtu Bebek Uçtu

Bebekler uçağa biner mi binerse ne gibi önlemler almalı?

Bilet Olayları

Evet, bebekler uçağa biner elbette. Minimum yaş sınırı doktordan alınan sağlık raporu olduğu takdirde bir haftalıkken. Tabii o zamana dek nüfus cüzdanını / pasaportunu çıkardınızsa… Ve tabii doğum sonrası siz anne olarak kendinizi yeterli derecede sağlıklı gördüğünüz zaman.

Bebekler 2 yaşına dek havayollarına göre infant olarak geçiyor ve genelde koltuk satın almanıza gerek yok. Yani kucağınızda oturtuyorsunuz. Yine de az da olsa bir ücret ödüyorsunuz; yetişkin bilet ücretinin %10’u kadar. Amerika içi uçuşlarda kucaktaki bebek bedava yolculuk yapabiliyor ama… Yook ben uzun yol uçacağım, koltuk almak istiyorum derseniz, o zaman da havayolu şirketini aramanız gerekiyor bilet alırken. Bileti yetişkin ücretinin %50 fiyatına alabiliyorsunuz 2 yaş altındakiler için. Bilet aldığınız takdirde araba koltuğunuzu yanınıza alıp bebeğinizi içinde tutabilirsiniz ya da havayolu şirketinin sağladığı bebek koltuğu hatta skycot denilen bebe yatağını koltuğa yerleştirebiliyor host ve hostesler. Skycot’u kullanmak için ayrıca koltuk almanıza gerek yok; ama skycot için yaş/boy/kilo sınırı olabiliyor ve havayolunu arayıp uçuştan önce ayırtmanız gerekebiliyor. Benim duyduğum şimdiye dek hiç açıkta kalan bebek olmamış uçuşta skycot için tabii tüm yolcular bebekli aile değilse! British Airways ve American Airlines ücretsiz skycot sağlayanlardan. Önemli bir nokta, skycot için belli koltuklarda oturmanız gerekiyor, en ön gibi! Bebeğin uyumasında sorun olabiliyormuş eğer önünüzde ekran varsa ve bebeğiniz benimki gibi ekran delisiyse!

Bebekle bavul hazırlamak… Başlı başına bir konu olduğundan burada ona değinmeyeceğim bile! Bebek çantanızı unutmayın yeter!

Havaalanında

Geldik uçuş gününe… Havaalanına normalden daha erken ulaşmaya çalışın. Bebekle olacağınız için öngörülmeyen gecikmeleri telafi edersiniz böylece. Bez değiştirme, besleme, kusuk temizleme, bebeğin kaybolup bulunması vs gibi…

Check-in işlemi sırasında uçağın dolu olup olmadığını sorun; yanınızdaki koltuğu rezerve etme imkanı olabilir. Ben özellikle bebekle yalnız olduğumuz uçuşlarda avantajını çok gördüm. Neyse ki bebekli bir bayana / baya herkes yardım eli uzatıyor hala…

Güvenlik kontrolünde yanınızda biberonda süt varsa – 100ml’den fazla kapasitedeki biberon – size sütten bir yudum almanızı söylerler. Pompayla sağdığınız sütse kendi sütünüzün tadına bakmaya hazırlıklı olun. Karton süt kullanıyorsanız, 100ml’den fazla almayın ya da duty free’den almanızı öneririm. Boş yere süt onca saat biberonda beklememiş olur ve siz de tatmak zorunda kalmadığınız gibi havaalanına dek taşımak zorunda da kalmazsınız.

Biniş kapısı açıklanır açıklanmaz hemen yola koyulun. Duty free’lerde gezinip zaman geçirmeyin. Uçağa binmeden bez değiştirmenizi öneririm. Uçakta değiştirebilirsiniz; ama kalkış ve inişte kemerler bağlıyken kullanamayacaksınız ve herkesle aynı tuvaleti kullanacağınızdan sıra olabilir ve tabii karadaki koşullara göre daha dar bir alanda işinizi halletmeniz gerekir.

Uçakta

Uçağa binişte bebeklilere öncelik verilir; first / business class sonrası. Hemen binin, böylece host ve hostesler size yardımcı olacaktırlar. İnerken de en son inin ki yine yardımcı olsunlar, özellikle bebekle yalnızsanız…Hostesler ben sona kaldığımda hemen koşup yardıma ihtiyacım var mı diye soruyorlar. Hatta bir defasında pilotla birlikte indik ki ben bebeğimi taşıyorum diye pilot çantamı alıp taşıdı bir süreliğine.

Bebek arabaları ve araba koltukları uçağın biniş kapısına kadar getirilebiliyor. Orada paketleyip bırakıyorsunuz. THY check-in sırasında büyükçe bir poşet veriyor içerisine koymanız için. Tek başına zor olur mutlaka yardım isteyin kapıda. İnişte de havaalanına göre ya iner inmez kapıdan teslim alıyorsunuz bebek arabasını ya da bagajlarla birlikte dağıtılıyor.

Genelde hostesler uçak kalkmadan önce bebek kemeri dağıtır. Mutlaka isteyin ve kendinizinkine geçecek şekilde bağlayın. Bebekler genelde o bağlama sırada ağlamaklı olurlar; yüzünü kendinize çevirin, emzirin veya oyun oynayın.

Bebeğin kulaklarının uçaktaki basınç değişiminden dolayı ağrımaması için kalkış ve iniş esnasında emzirilmesi / biberonla beslenmesi / su-meyve suyu içirilmesi / emzik kullanılması önerilir. Emzirmekten çekiniyorsanız pencere kenarına oturup kendi koltuğunuz ve öndeki koltuk arasına bir örtü gerin. Ben ilk kez bebeğimle yalnız bindiğimde uçağa ki kendisi 11 haftalıktı. Binmeden önce emzirmiş, süt de sağmıştım biberon dolusu 45 dakikalık Edremit-İstanbul uçuşunda. Bebeğim biberonu bitirdi, bir de mızırdandı daha da emmek için iniş esnasında. Ben de mecbur çıkardım memeleri ortaya! Tek başınaydım yolculukta ve koridorda tarafında oturduğumdan biraz rahatsız olmuştum açıkçası.

Okyanus ötesi uçuşlarda genelde uçağın arkasında daha geniş bir tuvalet bulunur. Onu sorun, soruşturun biraz daha rahat edersiniz bebeğinizin altını – üsünü değiştirirken.

Bebeğinizin yiyecek ve içeceklerini uçağın buzdolabında saklayabilir ve yemek vakti geldiğinde ısıtmalarını isteyebilirsiniz. Tabii uzun yolculuklar için geçerli. Ekonomik havayolları uçuş süresi kısa olduğundan bu isteğinizi geri çevirebilir. (Easyjet buzdolabı yok demişti) Ek gıdaya geçtiyseniz kullan at tarzı kaplar ve önlükler işinize yarar. Kirlileri nereye koyacağınızı düşünmezsiniz.

Bebeğinizin favori oyuncaklarını alın. Bizimki bu ara saklambaç oyununa meraklı, epey oyalanıyor oyuncağını saklayıp bulurken. Daha küçükken çıngıraklı topu vardı. Kitaplar ya da iphone’umdaki bazı çocuk oyunları meşgul ediyor onu bir süre. Daha büyük bebekler için de gameboy tarzı oyunlar işe yarayabilir.

Bebeğiniz 1 yaşın altındaysa sling tarzı bebeğinizi kanguru misali taşıdığınız şeyler çok işe yarıyor. Özellikle de iki elinizi boşa çıkaranlar alt resimde benim giydiğim Babybjorn gibi. Bagajları verip alırken, yemek yerken, bebeğiniz uyurken vs.

Yolculuk için rahat giyinin ve bebeğinizi de rahat giydirin. Yerinde durmayan bir bebeğiniz varsa babasıyla uçağı dolaşmaya gönderin ve bu sırada gözlerinizi kapatıp dinlenin. Bebeğinizi sevip kucaklamak isteyen yabancıları gözünüz tuttuysa verin ve bu sırada biraz siz nefes alın.

Bebeğe yedek kıyafet aldığınız gibi kendi üzerinize de ekstra birşey alın kusmalara karşı.

Bebeğiniz uçakta huzursuzlanıp ağlarsa paniklemeyin kimseyi rahatsız ediyor muyum acaba diye. Gülümseyerek yaklaşın bebeğinize. Sizi rahat ve neşeli gören bebeğiniz de rahatlayacaktır. Uçak ona yabancı bir ortam, tedirgin olması çok doğal. Etraftan gelen ‘off pöf!’lere kulağınızı tıkayın. Eminim çocukları yoktur! Biz de öff’lerdik başımıza gelmeden önce… Aklınızda yapacak bir iş olmadan bebeğinizle sarmaş dolaş olmanın keyfini çıkarın yolculuk boyunca. Sayılı saatler çabucak geçer!

Resimler: http://www.flickr.com/photos/juliebickerton/6123086748/
http://www.flickr.com/photos/wellwin/3026847907/