Ufak Tefek Cinayetler’de çalan yabancı şarkı dilime dolandı. İnternetten araştırıp isminin Lost On You olduğunu öğrendim hemen. ‘Une Belle Histoire’ de var; ama o eskiydi zaten. Sözlerine bakıp ne anlattığını anlamaya çalıştım. Yabancı dil öğrenmenin en iyi yollarından biri de şarkılar. Aklınızda bulunsun…
Market kasasında sorulanı anlamadım, anonsları anlamadım. Daha da sıkıldım her işimi sevgili eşime yaptırır oldum. Yemek siparişi bile veremiyordum ya birşey sorarlar da anlayamazsam diye. İşe girene dek. O zaman açılıp saçıldı İngilizcem. Mecburen.
İngiltere’de doğum yaptım, oğlumu doktora götürdüm, okula yazdırdım derken İngilizce kelime bilgim de oldukça arttı. Tabii çok çok da kitap okudum. Roman, ebeveynlik kitapları, ve alt yazılı dizi izledim.
Ta taam… Sekiz sene geçti ve biz İsviçre’ye taşındık. Tek kelime Almanca bilmeden…
Kursa yazıldım; ama tek kelime öğrenemedim. Dil kurslarıyla ilgili görüşlerime buradan ulaşabilirsiniz. Sonra yazıldığım başka bir kursun öğretmeni sayesinde, o öğretmenin ‘Konuşma’ kursuna da yazıldım. İki senedir Zürih’te yaşıyordum ve öğretmene 2-3 cümle kuramıyordum. Bilmiyordum, kelimeleri unutuyordum. Bana İtalyan bir kadını işaret ederek, ‘Frau P de geçen sene senin gibi yanıt veremiyordu’ dedi.
Şimdi bir senedir o kursa devam ediyorum ve gerçekten de Frau P kadar konuşuyorum. Yeri geliyor İngilizce kelime sokuyorum, yeri geliyor saçma sapan anlatıyorum; ama o konuşma sınıfı sayesinde ben lafa karışıyorum. Bilsem de bilmesem de mecbur kalınca konuşuyorum. Yemeğimi Almanca sipariş edebiliyorum, anlamazlarsa ya da ben sorularını anlamazsam pat diye İngilizce’ye dönüyorum. Çekinmiyorum yanlış yaparım diye.
Bu yüzden göçmen anneyseniz/babaysanız, yabancı dili öğrenmeye çalışıyor; ama konuşamıyorsanız etrafınızda seviyenize uygun bir konuşma kulübü bulun. Çat pat başlıyor, gazete okuyup yorumlamaya dek ilerliyorsunuz. Benim gibi yabancı dil öğrenmeye vaktiniz kalmasa bile, o masada oturduğunuz 1-2 saat mutlaka birşey öğretiyor. Hem farklı ülkelerden bir sürü de arkadaşınız oluyor. Yemek tarifleri bile değiş tokuş edebilirsiniz. Fena mı?
Ha bir de çizgi film izleyin. Alt yazısını da açın hem. Londra’da çok faydasını görmüştüm…