İlk iş olarak, hemen bir İngilizce kursuna yazıldım. Çeşitli ülkelerden, Avrupa’dan, Asya’dan sınıf arkadaşlarım oldu.
—
2014’te Zürih’e taşındığımızda 6 aylık hamileydim. İlk çocuğa kreş, ev yerleştirme, doğum, lohusalık, yeni bebek, yeni ülke derken bu kez ‘Danke schön’ haricinde kelime bilmediğim yeni bir dili öğrenmeye sıra geldiğinde 10 ay olmuştu taşınalı. Almanca kursuna başladım. Çeşitli ülkelerden, Avrupa’dan, Asya’dan sınıf arkadaşlarım oldu.
—
Her iki ülkede de katıldığım yabancı dil kurslarında dikkatimi çeken, Latin Alfabesi kullanmayan ülkelerden gelen insanların ne kadar zorlandığıydı. Harika meslekleri de olsa, müthiş derecede akıllı ve başarılı insanlar da olsalar alfabesi, harfi, yazının farklı yönden okunması hepsini çok zorluyordu.
Oysa bizim için ne kadar kolaydı herşey. Mustafa Kemal Atatürk’e bir kez daha hayran kaldığım zamanlardandır bu anlar. Bizi, bizden hızlı gelişen dünyaya hazırlamıştı. Hem de daha biz doğmadan…
Harf Devrimi, 1 Kasım 1928’de Atatürk’ün önderliğinde yapıldı. Atatürk, devrimi şu sözlerle tanımladı:
“Arkadaşlar, güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz. Bizim güzel, ahenkli, zengin dilimiz yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir. Yüzyıllardan bu yana kafalarımızı demir çerçeve içinde bulundurarak anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak, bunu anlamak zorundasınız. Anladığımızın belirtilerine yakın gelecekte bütün dünya tanık olacaktır. Buna kesinlikle inanıyorum.”
Keşke her baba evlatlarının geleceğini Atatürk kadar iyi ön görebilse ve evlatları onlarca yıl sonra bile babalarını minnetle anabilse.
Alıntının kaynağı : http://www.dildernegi.org.tr/TR,609/harf-devrimi—1-kasim-1928.html