Yıllarca London Bridge veya Blackfriars köprülerinden günde iki kez geçerek ev-iş arasında mekik dokudum. Köprüler üzerinden geçerken gözden kaçmayan ve merakla beklenen bir yer vardı: Londra’nın en yüksek yapısı olacak olan Shard, o sıralar ‘under construction’ yani inşaat halindeydi.
İşten ayrıldıktan sonra uzun zaman gitmedim London Bridge’e. Sonra bir gün bir baktım, 240 metre yüksekliğindeki Birleşik Krallık’ın en yüksek halka açık platformu var tepemde! Hatta Batı Avrupa’nın en yüksek binası imiş Shard…
The View from The Shard: Tower Bridge, Greenwich, Canary Wharf ve Doğu Londra
Nihayet Londra’dan İsviçre’ye taşınmadan önceki son gün, epeydir yapmayı istediğimiz Shard’a çıktık sevgili kocamla. Binanın girişi oralı olmuş bize fazla turistik gelse de, yüksek hızda asansörlerin sonuna doğru kulaklarımız basınçtan çıtır çıtır yapsa da, 72. kattaki yerden tavana cam kaplı alana girince büyülendik.
Beliz, ben ve Londra 🙂

Hemen tanıdık binaları saydık; Tower Bridge, the Tower of London, London Eye, Strata Building, Big Ben, St Paul’s Cathedral, The Gherkin, One Canada Square ve köprüler elbette.

Fakat, beni en çok büyüleyen şeylerden biri ‘The view from the Shard’da, Thames Nehri’ni tüm kıvrımları ile görebildiğimiz, nehrin boydan boya Londra’yı ikiye bölüşünün müthiş manzarasıydı. Nehir üzerindeki yoğun trafiği takip etmek ise imkansızdı. Tıpkı London Bridge tren istasyonunun trafiği gibi. Trenlerin girişi-çıkışı, sıra bekleyişi, sürekli bir döngü vardı aşağıda. Yukarıda ise huzur, sakinlik ve sessizlik.

The View from The Shard : London Eye’ı görebildiniz mi?

Manzara, Londra’nın düz bir zeminde olmasından ötürü, her yönde taa uzaklara neredeyse 40 mile dek görüşü sağlıyordu. Tabii sis olmazsa ve biz havadan ötürü oldukça şanslıydık. Yıllar önce London Eye’a çıktığımızda büyülenmiştik; ama Shard’ınki daha da fazlasıydı.

Elbette hava trafiği Londra’da yadsınamaz. London City Airport kalkışlı ve inişli uçaklar, neredeyse birkaç metre uzağımızdan geçiyor gibiydi. Elimizi uzatsak uçağı tutacaktık sanki!

The View from The Shard: Thames Nehri, Westminster, Hyde Park ve Batı Londra

69. veya 72. katlardan şehri izlemek, bence her Londoner’ın ve turistin yapması gerekenlerin başında gelmeli artık. Biz oradayken evlenme teklifine denk geldik. Beliz’e hamile olmasaydım 72. kattaki şampanya barından bir şampanya alır ve görevliler bizi oradan kovana dek oturabilirdim.

The View from The Shard : London Bridge istasyonu ve trenler

‘The view from the Shard’ panoramik manzarasıyla yetişkinler için olduğu kadar, çocuklar için de müthiş bir deneyim. Özellikle de trenlerden, uçaklardan ve gemilerden hoşlanan çocuklarınız varsa. Ki hangisi değil? 🙂

Giriş için ödenen bilet ücreti biraz pahalı; ama değer. Özellikle ‘London Deals’ adı altında indirimli biletlere denk gelirseniz kaçırmayın. 4-15 yaş arası çocuklardan indirimli ücret talep ediliyor; ama bazı okul tatillerinde çocuklar da ücretsiz. İnternetten bilet almak ise kapıda bilet almaktan çok daha uygun; buradan bakınız.

Ben gün batımına bayıldım. Yaz olduğundan akşam 9’da bile hava kararmamıştı henüz. Eğer ki şansınıza bulutlar içinde kalır da birkaç manzara noktasını göremezseniz biletleriniz başka güne ücretsiz değiştiriliyormuş.

Alaz’la birkaç hafta sonraki Londra seyahatimize yine bir Shard gezisi sığdırabilir miyim acaba?

Not: Tüm fotoğraflar bana aittir. Kullanmadan önce lütfen izin alın ve kaynak belirtin. Teşekkürler…

 

Yazar

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.