Yavaş ebeveynlik diye bir kavram var ya, herşeyin çocuğun hızında gitmesini öngören. Koştur koştur yapmadığımız bir ebeveynlik türü. Bu ara ben de herşeyi Beliz’in hızında yapmaya başladım.
Babycentre, Alaz’a hamileliğimden beri takip ettiğim haftalık veya aylık bülten gönderiyor çocuklar şöyle yapar, böyle yaparsa bunu uygulayın falan diyor. Beliz için de çok meraklı dönemi, dışarıya çıkınca onun hızında gidin herşeyi inceleyecektir falan diyordu.
Son haftalardaki hastalıklar sebebiyle koşturmaya halimiz de yok zaten. Bu sebeple, Beliz’in hızında, yakın civarda hava alıyoruz. Bu sabah da çimlere ulaşmaya çalışan kabuksuz salyangoz yani sümüklüböcek gördük. Onun çimlere ilerleyişini izledik oturup yanına. Düşündüm o ara, gerçekten de kreşe başladığı an hayatında bir daha bu sümüklüböceği izlemeye vakti olacak mıydı?
Sonra kuşları kovaladı, yerde sümüklüböcek aradı; ama birkaç tanesi acele eden insanlar tarafından ezilmişti bir şekilde yolun ortasında.
Sabah Alaz’ın evden çıkışı sırasında ‘hadi’ler ortalıkta uçuşuyor. Okula git, kursa yetiş, yemeğe yetiş, sonra sınava yetiş, işe yetiş… Sürekli bir yerlere yetişiyoruz. Çocukları da yetiştiriyoruz. Tatilde bile uçağa yetiş, otelde kahvaltıya yetiş, dondurma saatine yetiş diye geçiyor zaman bazen.
O yüzden Beliz’in hızı bana da iyi geldi bu ara. Hem bu sayede yanımıza bebek arabası almadan çıkıyoruz, hem de kucak istemesine gerek kalmıyor. Ne demiş Babycentre, güzelce yürümeye başladığında pusetsiz çıkın evden! Al sana mecburi yavaş ebeveynlik…
Siz de adımınızı atarken dikkat edin bu aralar, malum sonbahar ve yağmur sümüklüböceklerin ve salyangozların favorisi.