Geçenlerde Ted konuşmalarını izliyordum. Youtube belirli bir sırayla birbiri ardına çıkarıyordu konuşmacıları. Dinlemek de keyifliydi; sonra bir profesör doktor çıktı. Beyin ameliyatlarından, hastalarından bahsetmeye başladı. İçim kararacak, geçeyim bunu derken konu gerçekleştirdiği kutuplar seyahatine geldi. O an durup izlemeye devam ettim.

50 yaşlarında bir çiftin, dünyayı yelkenliyle gezmek için yelkenli satın aldıklarını, bu işe baş koyduklarını, ne yazık ki o sırada erkeğin kansere yakalanarak öldüğünü; ama kadının 70 yaşında dünyayı tek başına yelkenliyle bir değil tam 3 kez dolaştığını anlattı. Buradan izleyebilirsiniz siz de…


Bir gün öncesinde de Beliz’le izleyecek film ararken ‘Moana’yı bulduk. Şarkısını duymuştu zaten; filmi izleyince gaza geldi. Pony-li prenses elbisesini çıkarıp etek giydi; horoz oyuncağını buldu ve sehpayı tekne yapıp üzerine çıktı. ‘Yaza yelken sörfü öğrenir misin Alaz gibi?’ diye sordum. Geçen yaz Bodrum’da Alaz ve ben ilk kez yelken sörfü dersi almıştık. İstiyordu, bir de ip bulduk bağlasın diye; müslin bezinden yelkenli yaptık ona salon ortasında.


Ted konuşması bittiği an aklıma, birkaç ay önce eşimin ‘Yelken dersi alalım mı?’ demesi geldi. O an, ‘Yelken öğrenip ne yapacağım allasen!’ diye aklımdan geçirmiştim. Şimdi ise taşlar yerine oturdu: Yelken öğrenip 10 belki 15 sene sonra dünyayı yelkenli ile dolaşabilirdim. Neden olmasın? Yapan yok mu? Var. Yaşıyorsam hala, hiçbir şey için geç değil. Üstelik çocuklarım da büyümüş olur ve belki onlar da bize katılır. Tabii önce kocamı ikna etmem gerekecek 🙂 Bir deneyim olarak yelken öğrenmeyi öne sürdüğünde benim gelecekte kafasına ne çoraplar ördüğümü aklından geçiremezdi sanıyorum.


Tabii bu fikrimi evde değil, Avusturya’ya giderken araba yolculuğunda açıkladım. Kocamdan ses çıkmadı. Oğlum çok heyecanlandı; ‘ama okyanusları geçmeyelim, tehlikeli olur’ dedi. Önce gölde, sonra Akdeniz’de gerçekleştirelim yelkenli gezimizi diye düşündük. Sonrasında duruma göre dünyaya açılırız. Şimdilik yüzmeyi çok iyi öğrenmeleri gerektiği kararını aldık. Ben de spora devam ederek fit olmalıyım bir 10 sene daha, madem ki 50’lerimde dünyayı gezeceğim!…

Merak ediyorsanız, kocamdan hala ses çıkmadı.


O zaman 10 yıllık kalkınma planımı da yaptığıma göre dağılabiliriz.

Yazar

2 Yorum Var

  1. Ben de şu bloğu keşfettim geçenlerde: http://www.uckuruslukdunya.com/
    Yelkenli konusuna gelirsek. Benim eşim çok istiyor hatta ilk dersleri tamamladı ileri seviyelere doğru geçmek istiyor ama tuhaftır, ben ki 15 yaşımda bu hayale sahiptim, geçen yıllarda bu hayalimi kaybettim! Nedeni; baya okumak araştırmak ve çok sevdiğim bir çiftin şu an 4 senedir tekneleriyle çıktıkları dünya turunu takip ediyor olmak. O iş ciddi zor çünkü teknik bilgi çok fazla, araba tamiri gibi tüm tekneyi, iletişim sistemini, manuel navigasyonu falan ezberlemek yutmak gerekiyor. Tekne zaten başlıbaşına bakımı ve maintenance konusu ile zorluyor. Üstüne ciddi bir yalnızlık, aitsizlik hissi var. Çok romantik bir düşünce ama şimdi başlarsan en az 10 sene ciddi eğitim ve deneyim kazanman lazım. Bu arada yakın arkadaşlarım var tekne tasarımı ve eğitim konularında çalışan, onlar hep der okyanus sorun değil, Akdeniz sorun diye 😉 İçdeniz baya zorluyor anladığım kadarıyla, Akdenizi geçen dünyayı dolaşır demeleri ondan 😀 Ama şahane bir hobi olabilir, neden olmasın..

    • Deme bana hemen cayarım 🙂 Farklı zamanlarda 2 kez tekne almış, birkaç sene dayanıp sonra satmış bir ailem var. O yüzden ne kadar zor olduğunu biliyorum ve 10-15 sene biçtim 🙂 Şu 70lik teyzeyi araştırıyorum tek başına nasıl yapar 3 kez diye… Neyse biz Zürih Gölü'nde bir tur atsak o da olur… 😛

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.