Arkadaşlarımdan duydum; doğum günü çocuğunun ailesi, hediye listesi hazırlıyormuş davetliler için. İnanamadım. Yabancılar evlenirken böyle bir gerekli eşya listesi hazırlıyorlar; ama bir çocuğun doğum günü için? Gerekli oyuncak listesi? Şaşırdım!
Doğum gününün amacı, çocuğun arkadaşlarını eve, parka, bahçeye davet etmek, onların birlikte oynamasını, eğlenmesini sağlamak değil mi? Yani biz çocukken öyleydi en azından. Günümüzde doğum gününün amacı hediye toplamak olmuş! Üstelik Temmuz/Ağustos’ta doğduysa çocuk, okullar kapanmadan erken bir doğum günü partisiyle Haziran’da yapılıyormuş partisi. Maksat belli; kış boyu verilen hediyeleri geri toplamak. Sünnet sanki? Hani doğduğunda kesilir, büyüdüğünde düğünü yapılır. Ona da karşıyım ya!
Neyse, oğlum doğum günü partisi için davet edildiğinde birlikte oyuncakçıya gider, arkadaşının ne sevdiğini düşünür ve tartışır ona göre bir hediye seçeriz; kendi bütçemize ve yaşına göre. Tabii oğlum arada oyunbozanlık yapar: ‘Anne, ona hediye alırken bana almazsan, üzülürüm ama’ der. O kısım ayrı hikaye…
Hediye almak da bir sanat…
Arkadaşının ailesine ‘Ne hediye alalım sizin kıza?’ gibi bir soru sormak bana göre değil. Bana da sormasınlar zaten. Dediğim gibi bütçemi aşabilir. Üstelik çocuğun her istediğini elde etmesi, doğum gününün amacının hediye almak olması, gelen hediyelerin önceden belirlenmesi ve bilinmesi doğum günü tılsımını bozar. Markete gider gibi önceden yazılmış alışveriş listesindekiler yerine küçük sürprizler daha hoş değil mi?
Ayrıca hediye almak yaratıcılık da ister. Ben hediye alacağım kişinin neyi sevip sevmediğini, neyi nerede kullanıp kullanmayacağını düşünür tartarım. Bazen gereğinden uzun zaman harcarım, doğru! Fakat oğlumun da mağazaya girip hediye alacağı arkadaşının kişiliğini, hobilerini düşünmesini ve kendi kararını belirlediğimiz bütçeye göre kendisinin vermesini isterim.
Alaz şimdiden bize doğum günü hediyesi için siparişler vermeye başladı. Arada bizi yokluyor yani. Ona da söylediğim gibi, çocuklarımın bilmesini isterim ki, her istedikleri şey doğum günlerinde hediye olarak gelemez. Elbette Lego Technic gibi, bazı fikirleri ve istekleri olur; ama bu, onu alacağız demek değildir. Yurtdışında yaşadığımızdan bazen yakın akrabalarımız ne istediğini soruyorlar. Oğlumdan aldığım fikirleri ki zaten bildiğim şeyler oluyorlar aslında, oğlumdan habersiz onlara ilettiğim de oluyor. Fakat oturup bir liste yapmam, yapamam.
Üstelik, ya listedeki oyuncakları almaya gücü yetmeyen arkadaşları varsa? Ya da akvaryum gezisi veya harikulade oyun parkları için giriş ücretini karşılayamıyorsa davetlilerden biri? Tabii ya! Davetli listesini çocuk değil, ebeveynler hazırlıyorlar değil mi? Çocuk kendi istediği, yakın olduğu ya da sırasını paylaştığı arkadaşı yerine ailesinin doğum gününe gelmeye uygun gördüğü arkadaşlarını davet ediyor partisine.
Gavur adetleri?
En son duyduğum ise, henüz anaokulundaki bir çocuğun, kendi doğum gününü, Boğaz’da bir balıkçıda kutluyor olması. Pardon ama bu işte bir yanlışlık var. 5-6 yaşlarında bir çocuğun gerçekten bunu istediğine inandıramazsınız beni. Tıpkı baby shower-da ve bekarlığa veda eğlencelerinde abarttığımız gibi. Baby shower-a da Türkçe karşılık bulamamak; fakat bir servet harcayıp olmazsa olmaz büyük bir kutlama yapmak! Bunlar hep gavur adetleri; ama şöyle söyleyeyim. İngiliz arkadaşlarım doğum günü için, kendi evinin arka bahçesine şişme dev bir havuz veya trambolin veya zıplanan şişme bir kale kiralayıp yerleştiriyorlar çocuklar eğlensin diye. Bir de barbekü yapıyor; ‘Gelirken yiyecek-içecek getirseniz iyi olur’ diyor. Ne ev sahibine yük, ne de gidene mahcubiyet.
Yurtdışında tipik bir doğum günü |