Otelden çıktıktan 5 dakika sonra kendimizi yürüyüş patikasında bulduk. Sabah erken olmamasına rağmen bizden başka kimse de yoktu görünürde.
Zeytinler yere dökülmesin diye ağlar yerleştirilmiş |
Zeytin ağaçları arasından tırmanmaya başladık. Otelden aldığımız harita, Alaz’ın elindeydi. Bize yolu gösteriyor; zaman zaman da duruyor ve birşeylere bakıyordu.
Minions Alaz |
Beliz ise, sabah uykusunu babasının taktığı slingde uyuyordu. Tırmanma 30 dakika kadar sürer demişlerdi; ama Alaz’ın hızında gittiğimizden biraz daha uzun sürdü tahminimce.
Yol boyunca sağda ve solda tarlaların, evlerin duvarları taşlarla örülmüştü. Bazı yerlerde bu resimdekiler gibi sergilenen nesneler de bulunuyordu. Demek ki favori bir patikaydı. Onlarca kedi barındıran bir evin önünde çatıda güneşlenen, motorsiklet üzerinde uyuyan veya ayaklarımıza dolanan kedileri sevme molası verdik.
Mankenin bacaklarına dikkat! Gerçek ağaç… |
Yolun sonuna doğru, yorulan Alaz’a bu köşeden sonra geliyoruz, varıyoruz, bitti, diyorduk. Butik bir otel gördük. Demek ki San Rocco’ya az kalmıştı… Yoksa kim bavullarla bu patikadan inmek/çıkmak ister? Yine de o köşeleri dönerken görüyorduk ki daha gelmemişiz…
Birkaç ev arasından, son merdivenler bizi bir kilise meydanına çıkardı. Geniş bahçesi ve Ligurian Denizi manzarası olan. Birkaç tabela vardı San Fruttuoso’ya devam etmek isteyenler için yürüyüş rotası bilgisi gösteren ve zorluk derecesini belirten. Deniz kıyısından devam eden 2.5 saatlik yolun çocuklara uygun olmadığını, tehlikeli noktalar içerdiğini okumuştum.
Mağara içine oyulmuş bir kafede, diğer turistler ile karşılaştık sonunda. Yol boyunca hiç insan görmemiştik. Bu sevimli ve ilginç kafede bize kahve, çocuklara meyve molası verdik.
Turistik kafe |
Dönüş çok daha kolaydı tabii ki. Alaz ile el ele tutuşup yokuş aşağı koşturduk. Sanıyorum beni hiç böyle kahkahalar atarak koşarken görmemişti, şaşırdı. Önce korkup hızlı koşmaktan çekinse de sonrasında ‘Haydi anne koşalım!‘ demeye başladı.
2 Yorum Var
Çok güzel görüntüler var.
Teşekkürler Mustafa Bey…