Kimler çocukla sinemaya gitmek ister?
Birinize ufak bir hediyem var! Cinemaximum‘dan çocuğunuz ve sizin için 2 kişilik sinema bileti…
Yaz ortasındaki bu uzun tatilde, kimi aileler yurt dışı, şehir dışı gezi planları yapıyor, kimi aileler ise çalıştıkları için iş yaşamından arta kalan vakitte evde tüm gün sıkılmış ufaklıkları eğlendirmek için ekstra çaba sarfetmek durumunda kalıyorlar.
Sömestre ve yaz tatili olunca vizyonda birçok yeni çocuk filmi de oluyor. Benim izlediğim ilk sinema filmi E.T. olmuştu ilk okul tatilimde. Unutmamışım değil mi? Bakalım bu nesil için ilk izledikleri film de özel olacak mı?
Elbette çocukla sinemaya gitmek, yetişkinle gitmekten epey farklı. Birçok faktörü göz önüne almamız gerekecek. Önceden üzerinde düşünmelisiniz ya da kısaca aşağıda hazırlamış olduğum noktalara dikkat etmeniz yeterli…
- Sinemaya gitmeden önce biraz eğitim şart. Evde alıştırma yapın, sinema ortamı yaratarak nasıl davranması gerektiği konusunda bilgi verin. Ben evde oğlumla da deniyorum bazen; akşamın erken saatinde her işi bırakıp, ışıkları kısıp, koltukta yerimizi alıyoruz. Çizgi film başlıyor. Koltuktan aşağı inmek yok, oyuncaklarla oynamak yok, konuşmak sadece fısıltı olarak izin veriliyor. Geçen sene yirmi dakikadan uzun süre dayanamıyordu kıpırdanmamaya; bu sene daha iyi.
- Hafta sonu sabah erken saatlerdeki seansları tercih edin. Hem daha sakin olur, hem biletlerin indirimli olma ihtimali var, hem de çocuklar yorgun olmadığından daha kolay idare edilir.
- Sinemaya önceden gidin. Biletleri ve patlamış mısırı satın almak, tuvaleti kullanmak ve acele etmeden koltuklara yerleşmek için vaktiniz olsun.
- Sinema salonuna girmeden önce çocuklara neler olacağına dair kısa bir hatırlatma yapın; herkes yerine oturacak, ışıklar kapanacak, reklamlar başlayacak gibi. Yüksek sesle konuşmamaları gerektiğini belirtin.
- Film başlamadan salona girip koltuklara yerleşirseniz çocuklar merak ettikleri soruları rahat rahat sorar, etrafı iyice inceler ve sinema atmosferine alışmaları için zaman olur. Reklamların gürültüsü başlamadan önce birbirinize ne dediğiniz anlaşılır.
- Film öncesinde ve esnasında içecek kısıtlaması yapın. Her yarım saatte bir tuvalet için başkalarını rahatsız etmek durumunda kalmayın. Tuvalete sık giden çocuğunuz varsa koridor yanına oturun.
- Evde bir atıştırmalık çantası hazırlayın. Çocuklar cam vitrin ardındaki o renkli şekerler, boy boy içecekler ve çikolatalar için ortalığı ayağa kaldırmadan, evde hazırladığınız sağlıklı atıştırmalık besinlerle ilgisini dağıtın. Patlamış mısır ve frigo almak ya da almamak annenin tutumuna kalmış.
- Islak ve kuru mendil küçük elleri, ağzı ve burnu temizlemek için meydanda bulunsun. Çantanıza defalarca yerleştirip çıkarmak ve gürültü yapmak durumunda kalmayın.
- Film bitince salondan ayrılmak için acele etmeyin. Çocuklarınızın nerede olduğunu bilmek birkaç dakika erken çıkmaktan iyidir.
- Filmin konusunun ve yaş aralığının çocuklarınıza uygun olup olmadığını önceden araştırın.
- Elbette en önemlisi pozitif düşünün. Sabah saatlerinde bir çocuk filmine gidenler birkaç çocuk çığlığı duymayı kabullenmişlerdir zaten. Anne-baba stresliyse bu çocuklara da yansır. Her yaptıkları hareketi yargılamayın, sürekli söylenmeyin. 5 ve 6 yaşlarındaki yeğenlerimizi sinemaya götürdüğümüzde ayağa kalkıp yer bile değiştirdiler birkaç kez; ama boyları zaten kısa olduğundan arka koltuktakiler için rahatsız edici durum olmadı. Üstelik filmlerin sihirli bir havası var, çocukların ilgisini çektiyse ağızları bir karış açık hipnotize olmuş şekilde izliyorlar. İlgisini çekmediyse yapacak birşey yok; eşyalarınızı toplayıp usulca salonu terketmek dışında. O nedenle en önemlisi sizin değil, çocuğunuzun seveceği bir film seçmelisiniz.
Mısır mı büyük Alaz mı? |
Benim Alaz ile ilk sinema tecrübem, o henüz 4 aylıkken oldu. Ne sorumsuz annesin demeyin hemen! İngiltere’de bir sene annelik izni olduğundan anneler için çok sayıda farklı aktiviteler de mevcut. Birisi de mum&baby cinema dedikleri, annelere yönelik bebeğini de kap gel sinema seansları. Film yetişkinlere yönelik; ama ses daha kısık ve ışıklar biraz daha açık. Dileyen bebeğini emziriyor, dileyen dışarı çıkıp altını değiştiriyor tekrar yerine oturuyor. Gündüz seansı olduğundan salonun yarısı bile dolu olmuyor. Bebek ağlarsa kimse kimseye dönüp ‘Şşşş’ demiyor, ters bakmıyor. Genelde çoğu bebek uyuyor. Doğum kursundan dört arkadaş, dört bebek gittiğimiz film ‘Maymunlar Cehennemi 2’ idi. Çoğu bebek uyurken veya meme emerken, benim oğlum kucağımda dikilmiş maymunları izliyordu bir ara. Tabii bu süre beş-on dakikayı geçmedi; kalıcı bir hasar oluşmadı diye umuyorum. O, bebekle gittiğim ilk ve son film oldu; çünkü kendisi dönmeyi ve yuvarlanmayı kucakta oturmaya tercih etmeye başladı kısa bir zaman sonra.
4 yaşına dek, oturduğu yerde daha uzun durabileceği, yüksek sesten rahatsız olmayacağı, birlikte sinemaya gideceğimiz günü iple çekiyordum. Nihayet geçtiğimiz ay Bodrum’dayken, Beliz’i uyutup babaanneye bıraktık ve anne-baba-Alaz, Ters Yüz‘ü izlemeye gittik. Hepimiz çok heyecanlıydık; patlamış mısır bile aldık! Başındaki yanardağlı kısa filmde öndeki çocuklardan biri korkup ağlamaya başladı. Alaz da ürktü biraz. Film hoş, güzel; Alaz’ın filmi çok anladığını sanmıyorum; ama mantığını açıkladık biraz, öfke gibi kendinde de olan şeyleri fark ettirdik. Korkunç palyaçodan sonra korkup ‘Eve gidelim!‘ demeye başladı. Biraz babası, biraz ben kucakladık. Kırk yılda bir sinemaya gelmişim, sonunu görmeden eve gider miyim? 😀
Yazıyı sonuna dek okuduğunuza göre, gelelim hediye bilete… Perşembe, 20 Ağustos gecesine dek yazımın altına yorum olarak, çocuğunuzla ilk gittiğiniz veya gitmek istediğiniz film hangisi yazın. Gezgin Anne Facebook sayfasını, Facebook profilinizde paylaşın. Çekilişe katılın… Kazanan Cuma sabahı duyurulacak…
Bol şans!
Not: Bu yazımın bir versiyonu, 30.Ocak.2014’te ilk kez Alternatif Anne‘de yayınlanmıştır.