Zormuş…
35’inden sonra yeni, hiç bilmediğin bir dili öğrenmek.
Tüm gün 2 çocukla ilgilendikten sonra akşam 6’da aklını toparlayıp derse vermek.
Yeni bir dili, ana dilin olmayan başka bir dil üzerinden öğrenmek; İngilizce üzerinden Almanca… (Türkçe üzerinden öğrensem sanki daha kolay olacak halbuki)
Vakit bulup önceki dersi tekrar etmek.
Vakit bulup verilen ödevi yapmak.
Hamile beyni ve anne beyni ile yeni kelime ezberlemeye çalışmak. (Ben sabah ne pişireceğime karar verip öğle vakti bunu unutup, akşam başka şey pişiriyorum halbuki)
Yazı yazmak… (Klaveyeye o kadar alışmışım ki)
Kendini verip dinlemek… (Aklım başka yerlere kaçıyor, okulda iyi öğrenciydim halbuki)
Yine de güzel. Çünkü sadece kendime, kendi gelişimime ayırdığım bir zamanım var. İlk günlerin dersi, günlük hayatta henüz işime yaramasa da. Günlük konuşma dili ve anaokulu dili Swiss Deutsch dedikleri İsviçre hatta Zürih Almancası olsa da…