Son günlerin en popüler yazısı olsa gerek Türk Anası – Alman Anası. Okumayan, duymayan yoktur heralde. Yurtdışı/yurtiçi tecrübelerim ile Madde 10 hariç ben de kendisine katılıyorum. Neydi Madde 10 hatırlayalım;
10- Türk anası çocuksuz tatil yapmaz. Yapsa bile bu ömr-ü hayatında 1-2yi geçmez. Alman anası 8 aylık bebesini 10 gün bırakıp kocasıyla Vietnam’a Zangoçya ‘ya gider. (Zangoçya diye bir ülke olmadığının farkında mıyım?)
Yok efendim, ben buna kesinlikle katılmıyorum. Yoksa benim blog bu kadar tutmazdı!
8 sene İngiltere’de, 1 sene İsviçre’de yaşama tecrübemle; dünyadaki her milletten gerek iş arkadaşım, gerek doğum arkadaşım, gerek komşum olması sebebiyle bu maddeye katılmıyorum. Diğer maddelerle de zıt bir kere. Çünkü Türk anasının vericiliğinden, hayatını çocuğuna adadığından falan bahsediliyor. Her anneanne/babaanne de bir Türk anası değil mi? Ben hiç bir yabancı arkadaşımı tanımıyorum ki çocuğuna anneanne/babaanne ya da bakıcı baksın da kendi uzaklara, üstelik 10 gün tatile çıksın.
Çünkü tanıdığım tüm yabancı anneannenin/babaannenin kendi özel hayatı vardır. Hepsi torununu sever; ama kızı doğum yaptı diye kızının evine taşınan yok! Torunları aynı şehirdeyse misafir gibi geliyor, 2-3 saat oturuyor hatta kendi çayını bile gidip mutfaktan al-mı-yor! Kreş çıkışı torununu kreşten alıp annesi/babası işten dönene dek bir saat parkta oyalayıp, sonra kendi evine gidiyor. Zaten akşamları arkadaş toplantısıymış, müzik kursuymuş genelde dolu oluyor bunlar. Bakıcı kültürü dersen, bir bizim millette var. Ee çocuğu kime bırakıyor bu Alman annesi de 10 gün Zangoçya’ya gidiyor?
Anneanne/babaanne (temsili) |
Biz Türkler’de var anneannenin/babaannenin torunu sahiplenmesi. ‘Kızım sen git çalış ben bakarım yavruna’ demesi. Hatta büyük şehirde yaşayan bir arkadaşım işe geri dönünce, annesi torununa bakmaya başladı. Kız işten eve gelince ‘Haydi ablan seni emzirsin’ diyerek bebeği, bebeğin asıl annesine veriyordu. Kayınpederim de anlatır hep ‘Biz annemize abla derdik’ diye. Türk anneanne/babaanne öyle bir sahiplenir! Elbette gönül rahatlığıyla bırak bebeği git Vietnam’a, Hindistan’a kocanla…
Tek sorunlu nokta emzirmek! Yurtdışındaki anneler genelde 6. ay bebeği memeden keser. Türkler en az 2 sene emzirme baskısı altındadır. Anne bebeğini bırakıp da gidemezse o nedenledir. Fakat, yine çevremden biliyorum ki iş sebebiyle fıldır fıldır gezen nice Türk annenin otel odalarında süt sağdığını. Hatta annem beni 4 aylıkken babaanneme bırakıp Kıbrıs’a ikinci balayına gitmiş. Bak oldu mu sana Alman anası? Sonra da anlatır, ‘Emziremedim, memelerim şişti, acıdan öldüm bittim’ diye. Benim de o zamanların ‘anne sütüne en yakın çorbası’ ile tanışmam henüz 4 aylıkken gerçekleşir; kelle-paça!
Bizdeki anneanne/babaanne vericiliğini gören her yabancı arkadaşım şaşırıyor. ‘Nee! Doğumdan sonra annen bir ay mı kalacak?’ Hepsi far yemiş tavşan gibi bakakalıyor. ‘Nee, kayınvaliden mutfağa girip yemek de mi yapıyor! Çamaşır da mı katlıyor!’ Yok canım daha neler? Yabancılar için bu bir kabus! Çünkü herkesin bir özeli var… Yaşayamazlar aynı çatı altında 2 geceden fazla.Dedikoduya girecek ama başlamışken anlatayım: Kızkardeşim 7. aydan sonra bebeğini babaannesine baktırıyor. Anneme de ‘İkinciyi yaparsam taşınacaksın X şehrine, ona da sen bakacaksın’ diyor. Yok ya! Ben de neden onun kafasında bir adet beyaz saç yokken benim saçlarım ağardı diyorum.
İngiliz arkadaşım annelik izni sonrası işe dönerken çocuğunu kreşe veriyor, ayda bir gece bebeğini annesine bırakıp da kocasıyla dışarı çıkabiliyor diye mutluluktan havalara uçuyor.
Başka bir İngiliz arkadaş hem kendi anne-babası hem kocasının anne-babası ile tatile çıkıyor. Neymiş, bunlar karı-koca yüzerken onlar bebeğe baksınlar, akşam sahilde yıldızları izlerken bebeğin başında dursunlar imiş. Bunun aynısını Türkler yapsa dünürler tatilden düşman döner.
Romanyalı arkadaş ‘Hastalıktan ölüyorum, kayınvalidem (Avusturya’lı) 2 saat yol gelip de bakmıyor çocuklara’ diyor.
Bir diğerinin ailesi İspanyol. İspanya’dan gelip kızlarının evine yakın bir otelde kalıyorlar. Misafir gibi gündüz torunlarla vakit geçirip akşam otele geri dönüyorlar.
Dur asıl bomba, benim eltim Amerikalı. Bebek anneannenin kucağındayken kusar gibi olmuş da kadın bebeği yere atıyormuş ayol!
Kısacası, İngiliz-Alman-Fransız-Amerikalı her kim 10 gün süt bebeği torununa bakıyorsa parmakla sayılacak kadar azdır. Gelgelelim bizim anneanneler ve babaanneler zorlasalar o memelerden süt bile çıkarır!
8 Yorum Var
Sana katılıyorum 🙂 Zaten neden bırakıp da gidelim ki tatile yahu, bebekle tatiller de çok güzel işin sırrını bildikten sonra hem romantik, hem rahat gezebiliyorsun. Bu sır da senin blogda bol bol ifşa ediliyor zaten 😉
Yalnız benim eşim (Alman) annesinin o 6 yaşındayken onu ananesine bırakıp "ben bakkala gidiyoum" diye çıkıp 1 hafta kayak tatiline gittiğinden hala kabus gibi bahseder (haklı olarak). Bunu yapan Türk anaları da biliyorum tabii, heralde o zamanlar çocuğu anane babanne ile de travmatize edebileceklerinin farkında değildi henüz anneler 😀
Hem de ne travma! 🙂 Zaten ben senin kayınvalideni de gözönüne aldım, hani yazmıştın ya Maya'ya ancak belli günlerde ve saatlerde bakabiliyor diye 🙂 Ben de öyle babaanne olacağım 🙂
Yaziyi okudugumda bir cok gözlemin cok da dogru olmadigini düsünmüstüm, madde 10 da bunlardan biri. Almanya'da yasiyorum ve Alman ailelerin ülkeler arasi seyahatten doga yürüyüsüne kadar gittikleri her yere kücük veya yeni dogmus cocuklarini beraberlerinde götürdüklerine defalarca sahit oldum. Cocuklar dogar dogmaz gezmeyi ögreniyor. Birilerine birakilip gidildigine hic denk gelmedim, tabi bu yok anlamina gelmez ama genelleme yapacak kadar cok oldugunu düsünmüyorum. Belki de Avusturyalilar almanlardan farklidir, kim bilir! Ayrica seyahatlerimde de cok kez Uzak Dogu'da ya da Avrupa'da yeni dogmus bebekleri kucaginda gezen Almanlar ya da Avrupalilar gördüm. Cocuklu Türk aileleriyle ilgili cok da deneyimim yok ama bu maddenin Almanlarla ilgili genellemesine hic katilmiyorum
Sevgiler,
Serap
http://gezgindirgezeninadi.blogspot.de/
Teşekkürler yorum için. Evet yabancılar biz Türkler'den daha çok küçük bebekleriyle geziyor gibi geliyor bana da. Sevgiler!
O yazıyı ben de okudum. Size tamamen katılıyorum. Ancak farklı bir noktaya değinmek istiyorum. Türk anne babaları ortalama 45-50 yaşında anneanne ve babaanne oluyorlar. Bu arada onların en küçük çocukları 10 yaş ve uzerinde oluyor. En aman aman istemem ben çocuk falan diyeninin içinde bile bir bebek özlemi içindedirler ve bu özlemi de torunlarıyla gidermeye calisiyorlar. Asırı sahipleniyorlar vs. Hatta bazılari var ki torununu bebeğin anne babasindan kiskaniyorlar. Fakat yurtdisindaki insanlar hakli olarak onceligi kendi hayatlarina veriyorlar bizde ise tam tersi…
Tüm gün torun bakanlar eminim bebeğe de çok alışıyorlardır. Kıskanmaları garip ama bir noktadan sonra da doğal olsa gerek 🙂 Yorum için teşekkürler! Sevgiler…
D.
Kaleminize sağlık çok güzel anlatmışsınız :)) Sevgiler
Teşekkürler 🙂