Bu soğukta sokağa çıkmak ne zor geliyor! Aralık’tan beri kar erimedi Zürih’te. Hava sıcaklığı, sıcaklık demeye bin şahit ister, eksilerde. Sıfırın üzerine çıktı mı seviniyoruz…
Oturduğum yerden görüyorum, az önce gene kar başladı.
Mecbur kalınca, plan yapınca, doktora gidince, Alaz’ı okuldan almaya çıkınca, evde çocuklarla başbaşa olunca sokağa çıkıyoruz. Beliz slingde oluyor. Yüzü-gözü görünmüyor. Ağlamadığından üşümüyor diye düşünüyorum. Sözde uyuyor, ne kadar sağlıklı ve kaliteli bir uyku bilemem. Yine de bana veya babasına yakın olmaktan mutlu.
Evden çıkmak tam bir şenlik diyemeyeceğim; çünkü işkence. Kat kat giyinmek gerekiyor dışarıda biraz vakit geçireceksek. Hangi birini önce giydirsem, o, sıcaktan patlıyor evden çıkana dek. Şimdilik tüm opsiyonları denedim, en güzeli böyle;
- Yedek kıyafet, bez, yiyecek falan içeren çantamı hazırlıyorum,
- Alaz’a oyunu bırakıp tuvalete gitmesini söylüyorum,
- Beliz’i emzirdikten sonra kazakları, montları, bereleri, çizmeleri, çantayı kapı önüne diziyorum.
- Alaz’a tuvalete gitmesini söylüyorum,
- Kendim giyiniyorum, kazak ve üzeri hariç
- Alaz’a tuvalete gitmesini yoksa otobüsü/treni kaçıracağımızı hatırlatırken biraz bağırıyorum,
- Alaz’ı giydiriyorum ve ayakkabılarını giymesi için kapıya yolluyorum.
- Kazağımı ve slingi giyiyorum,
- Beliz’i giydiriyorum, bereyi takınca başlıyor ağlamaya.
- Alaz’ın ayakkabılarına yardımcı olup/giyebildiyse aferin deyip montunu giydiriyorum ve apartmana salıyorum,
- Beliz’i slinge takıyorum, bereye kızgınlığı geçsin diye biraz zıplıyorum,
- Montumu giyerken Alaz’ı oyalamak için asansörü çağırmaya yolluyorum,
- Çantayı yüklenip, bereleri, eldivenleri alıp kapıyı kilitliyorum,
- Alaz’ın bere ve eldivenini asansörde giydiriyorum,
- Asansör aynasında saçımı başımı düzeltip, bazen yüzümü yıkadım mı ki diye düşünüp kendi beremi takıyorum…