Verkehrshaus der Schweiz, hayatımda gördüğüm en güzel müzelerden biri; çocuklar açısından değerlendirirsem. Lucerne’de (Almanca Luzern) bulunan bu müzeyi gezmek bir güne sığacak gibi değil. Çocuklarla İsviçre’de tatildeyseniz, hatta Almanya’da yaşıyorsanız, mutlaka bir haftasonu gidin, öneririm.
Alaz trenleri raydan raya geçirirken… |
Gerçek buharlı lokomotif |
Ardından arabaların bulunduğu bölüme geçtik. Rahmi Koç Müzesi‘nden ayrıldığı noktalar geliyor: İsviçre’nin çeşitli yerlerinden 344 tabela ile binası baştan aşağıya döşenmiş.
Benim iPhone ekranına sığan ancak bunlar… |
Araç tiyatrosu denilen bu bölümde, ziyaretçilere hangi araba hakkında bilgi edinmek istedikleri soruluyor. Daha sonra o model araba, robotlar tarafından taşınarak 360 derece döndürülüp tanıtılıyor. Videosunu aşağıda paylaşıyorum…
Hybrid araçlardan, arabaların güvenlik testlerine dek birçok bölüm gezilebiliyor. Çocuklar için oyun alanları da var elbette.
Alaz bahçede kalmak ister… Ama… |
Ardından Navigation bölümünde deniz (ve göl, akarsu) taşıtlarını gezmeye girdik. Bu sırada Alaz artık dışarıda vakit geçirmek istiyordu, nedeni az sonra…
Bu bot hala kullanılıyor. |
Yukarıdaki resimde pek anlaşılmıyor; ama nehirden göle, gölden nehire vapurları ve tekneleri ufak barajlar sayesinde nasıl taşıdıkları gösteriliyor. Yani her zaman akım yönünde gitmeyen rotalarda neler olduğunu. Oldukça ilginçti. Henüz böyle bir durumla karşılaşmadık İsviçre’de; ama duyduğuma göre pek çok yerde bu sistem kullanılıyor ve eminim yakında biz de denk geleceğiz…
Alaz’ın aklı çıktı bunlara… |
Alaz teleferiklere bayıldı. İstanbul’da binmiştik Maçka-Taşkışla arasında geçen sene; ama hatırlamıyor. İsviçre’ye geldiğimizden beri bindiğimiz teleferikler onun hayran olduğu araçların başında geliyor. Buraya dek sıkılmadan okuduğunuz için teşekkürler…
Müze’nin Arena’sı. Alaz ‘Haydi oraya gidelim’ der… |
Çocuklar için müzenin orta kısmında geniş bir bölüm var. Yapay bir göl ya da havuz, gerçek bir uçak, gerçek buharlı tren, gerçek bir gemi ve araç trafik alanı, hatta gerçek bir inşaat alanı bulunmakta. Alaz öncelikle trene binmek istedi ve kendi başına ilk yolculuğuna çıktı; hem de ara sıra buhar çıkaran ve kömür kokan bir trenle…
Alaz’ın ilk gerçek trenle bizsiz yolculuğu |
Trenle gezme molası ardından havayolu taşıtlarının bulunduğu binaya girdik. 300’den fazla orjinal modelin bulunduğu bölümde Rega kurtarma helikopteri de yeralıyor.
Balon ve uçak simülatörleri |
Sadece çocuklar için değil, yetişkinler için de oldukça eğlenceli ve bilgilendirici bir müze demiş miydim? Uçak ve helikopter simülatörleri sırasında çocuklardan çok büyükler vardı.
Alaz oradan oraya rahatça koşturdu |
Müzenin en güzel yanlarından biri, haftasonu olmasına rağmen, giriş kısmı kalabalık olmasına rağmen, gezerken o kalabalığı farketmiyorsunuz. Londra gibi değildi kesinlikle. Bir kısım ziyaretçi 3D filmlerin oynatıldığı Filmtheatre‘a, bir kısım ise uzay, güneş, yıldızlar, dünya ve ay da bulunan 18 metre çapında, 500 metrekarelik kubbenin olduğu Planetarium‘a giriyor. Bu kısımlara müzeden bağımsız giriliyor ve giriş ücreti farklı.
İstikbal göklerde, Swissair her yerde! |
Kim uçaktan kaydırakla kaymak istemez ki? |
Sonunda Alaz’ın isteğiyle bahçeye, Arena isimli bölüme çıkabildik. Burada görecek ve yapacak öyle çok şey vardı ki, bir günü rahatlıkla bu bahçe kısmında geçirebilirsiniz çocuklarla. Lucerne yerine Zürih’te olmalıydı bu müze ki, Alaz ile her hafta gidelim…
Çocuklar, havuzda yelkenli ufak teknelerde… |
Alaz çok istedi yukarıdaki resimde görülen yelkenlilere binmeyi; ama ben izin veremedim. Yaşı diğer çocuklara göre küçüktü ve yanına yetişkin de binemiyordu. Anne korumacılığım tuttu.
İnşaat alanı |
İş makinelerinin, çamurun, harcın kısacası aklınıza gelen her türlü inşaat malzemesinin bulunduğu bölüm elbette çocukların en çok ilgisini çeken yerlerin başında. Çamur da var, daha ne olsun?
Elbette bu oyun alanına girmeden önce yemek molası verdik; ben ve baba kurt gibi acıkmıştık. Alaz ise yemeyi reddetti. 3 yaş döneminden mi? Oyuncak sevdası mı? Çözemedim; ama artık Alaz hiç aç değil… Açık büfeden yemek seçilebilen bir kafe ve açık/kapalı oturma yerleri var. Ayrıca bahçede kendi getirdiğiniz yiyeceklerle piknik yapabilirsiniz.
Yemek ardından gördük ki, havuzda genelde yetişkinlerin kullandığı model tekneler yüzdürüldü. İnşaat alanı dışında, micro scooter, trafik alanı (değişik araçları kullanabiliyorlar) ve sky jumping denilen havada zıplama alanları da vardı. Alaz en çok inşaatı ve sulu oyunları beğendiğinden biz de en çok o bölümlerde vakit geçirdik.
Bu da günün favori resmi |
Alaz uçak gerçek olduğundan, ya uçarsa diye binmek istemez. Binmeye ikna ettikten sonra da:
Anne: ‘Haydi, Alaz gel şu düğmeye basıp uçalım!‘
Alaz: ‘Anne, müzenin içindeyiz ki uçamaz bu.‘ Ya uçarsa diye de tedirgin bir yandan da, düğmelere basmaz…
Önemli Notlar:
- Müze içinde bankamatik, bavul ya da eşya bırakmak için kilitli dolaplar, civardaysa otopark mevcut.
- 6 yaş altı çocuklara ailesiyle birlikte giriş ücretsiz.
- Bebek arabası ve engelli araçları için tüm müze gezmeye uygun.
- Köpeklere izin verilmiyor (şaşırdım!) girişte köpek bırakmak için kafesler varmış…
- Her bölümde tuvalet var; bebek bezi değiştirme ve çocuk için tabureler de var.
- Biletler internet sitesinden online alınabiliyor.
- Civarda yaşıyorsanız veya senede 5 kez gidebilecekseniz yıllık bilet almak avantajlı olur.
3 Yorum Var
Yazınız için teşekkür ederim bizde sizinle gezmiş gibi oluyoruz 🙂
Ben teşekkür ederim okuduğunuz için. Umarım siz de müzeyi gezersiniz bir gün.
Sevgiler…
Ayrıca o müzede ANADOL marka aracımızda sergileniyor. Ancak göremedim. Biraz eksik bilgi ile gezdiğinizi düşünüyorum sizce….