Doğa yürüyüşleri, dünyamızın doğal güzelliklerini görmenin en iyi yolu. Kendimizin ve etrafımızın farkına varmamızın da! Kuşların sesleri, bitkilerin ve toprağın kokusu, hatta yalnızsan yürürken çıkardığın ayak sesleri, kalbinin hızlanan ritmi, nefes alış verişin her birinin pozitif etkisi var bize.

Doğa cenneti İsviçre’ye taşındığımızdan beri çok sayıda yürüyüş yaptım. Öncesinde de! İngiltere’de, Avustralya’da, Amerika batı kıyısında, Toronto’da, Fransa’da, İtalya’da, Tayland’da, hatta Japonya bambu ormanlarında. Hatta çadırla Galler’de. Çocuklar büyüdükçe, rotaları zorlaştırdık. Yoldan araziye geçiş yaptık. Yani demek istediğim; ilk hedefiniz dağın zirvesi olmasın, küçük tepelerle başlayın, yavaştan alın.

Yeni başlayanlar için doğa yürüyüşlerinde dikkat edilecek noktalar…

İlk grup yürüyüşü ürkütücü gelebilir. Ya yeterli derecede fit değilsem, ya diğerlerinin gerisinde kalırsam, ya tamamlayamazsam? Merak etmeyin; en önemli şey vücudunuzu olduğu kadar zihninizi de bu yürüyüşe hazırlamak.

1- Ayaklar rahat mı?
Grand Canyon

Yürüyüşün keyifli geçmesi ayaklarına bağlı. Seni onlar taşıyor. Yürüyeceğiniz yolun durumuna göre ayakkabı seçin. Her spor ayakkabı yokuş yukarı çıkmak, yokuş aşağı inmek ve nemli-ıslak zemin için uygun değildir mesela. Su geçirmeyen, bileğe dek, altı kaymayan ve ayağınızın alıştığı bir ayakkabı olsun. Yeni aldığınız bir ayakkabı ile uzun yürüyüşe çıkmayın örneğin. Birkaç kısa yürüyüşte giyin önce. Ayakkabı önerileri için buraya ve şuraya bakabilirsiniz.

Tabii iyi ve kalın bir çorap da gerek. Merino yününden ya da pamuklu. Hava şartları kötüyse yedek çorap bulundurun. Bir de her ihtimale karşı yara bandı! (Bu önerilerin çoğu çocuklar için de geçerli elbet!)

2- Deneme, deneme, deneme!
Kötü hava yoktur…

Bir şeyde iyi olmanın yolu onu sık sık yapmakla olur. Nasıl ilk sefer 8 kilometre koşamazsanız, aynısı uzun doğa yürüyüşleri için de geçerli. Eğer grupla ilk yürüyüşünüz olacaksa öncesinde kendiniz kısa yürüyüşler yapın, gym-e gidin, merdiven çıkın. Bacaklarınızı çalıştırın.

Bir sporla düzenli olarak uğraşmak gerekli olmasa da, vücudunuzu sakatlanmaktan korumak için biraz hareketli yaşam sürdürmeniz önemli. Eğer kendinizi fiziksel olarak çalıştıracak imkanı bulamadıysanız bir sonraki maddeye geçin.

3- başarmayı Kafanıza koyun!

Uzun doğa yürüyüşü yapmak da her işte olduğu gibi kafaya koymakla başlar. En hızlı koşan, en genç ya da en zayıf olan ile ilgisi yok; önemli olan ne kadar dayanıklı olduğun. Bu da kendine inanmakla başlıyor.

Grosser Mythen’i karşımızda görünce ‘Yapabildiğimiz yere kadar yaparız’ dedik; ama yukarıya çıktıkça güvenimiz geldi, ‘Yaparız’ dedik. Ve o zirveye ulaştığımızdaki mutluluğu, endorfin salgısını hiçbir şey veremezdi bize.

4- Vücudunuza saygı duyun!
Rigi, İsviçre – 8 aylık hamile

Hiking, yani doğada yürüyüş yapmak bir yarış sporu değil. Kim en kısa sürede zirveye varacak, ya da kim en önce belirlenen noktaya ulaşacak diye bir şey yok. Kimi daha hızlı yürür, kimi daha yavaştır. Önemli olan sağlam durmak, dayanıklı olmak. Yarışımız kimseyle değil, kendimizle. O yüzden vücudunuzu dinleyin.

Kısa kısa 30 saniye – 1 dakika arasında molalar verin. Bu kısa molalar zorlu tırmanışlarda yardımcı olur nefesinizi düzenlemeye. Bitiş noktasına dek 1 dakikadan daha uzun molalar vermeyin; çünkü o sırada kaslarınız soğur.

5- Yeterince iyi beslenin ve bol bol su için!
Çocukla molalar daha sık ve uzun süreli

Uzun bir yürüyüş öncesinde mutlaka güzel bir kahvaltı yapın. Yürürken susuz ya da aç kalmayın. Mutlaka sık sık ve susuzluk hissettiğiniz anda su için. Yürürken atıştırmalık yiyecekler bulundurun yanınızda. En güzeli kuru yemişler ve meyveler; fındık, fıstık, ceviz. Taşıması kolay ve yürürken de yiyebilirsiniz, durmanız gerekmez. Protein barlara göre daha doğal ve az şeker bulundurur ve kimsayal maddeler de yoktur.

6- Su, başımızın tacı!

Yanımızda sıvı, özellikle su bulundurmak çok önemli. Bu sebeple de çantamızdaki en ağır şey de su oluyor genellikle. Ona rağmen yanınızda yeterince su taşıyın. Çoğu ülkede, İsviçre gibi, akan bir çeşme bulmak zor değil doğa yürüyüşlerinde. Yine de gideceğiniz yerle ilgili araştırmanızı yapın. Hem gidişte hem de dönüşte suyunuz olsun.

Akan her su temiz ya da içilebilir olmayabilir, aklınızda bulunsun. İsviçre’de ‘Kein Trinkwasser’ diye belirtiliyorsa içmeyin; bir işaret yoksa ve su temiz görünüyorsa içebilirsiniz.

7- Hava şartlarına hazırlıklı olun!
İngiltere’de…

Dağlar hava durumuna kendileri karar verir. En güzeli, her zaman dediğim gibi, kat kat giyinin. Eğer yüksek rakıma çıkacaksanız ceket gerekebilir. Hava değişkense her an yağmur yağabilir. Sıcak havalarda ve güneşli soğuk havalarda güneş kremi sürün, güneş gözlüğü takın. Yazın şapka, kışın eldiven bulundurun.

İsviçre’de kene çok yaygın, aşı bile olsanız kene spreyi sıkın. Aynı şekilde sinek kovucu da kullanın eğer gerekiyorsa.

Bir de sırt çantası vücudunuza uygun olmalı. Ağırlığı eşit oranda dağıtmalı, su geçirmemeli ve çok büyük olmamalı. Günlük tek başıma bir yürüyüşte, 8-10 litrelik bir çanta yeterli, buraki gibi.

8- Arkanızda iz bırakmayın!
Grösser Mythen’de çöpleri arabaya dek taşıdık.

‘Leave no trace’ misyonu gerek doğa sporu gerek kamp yapanlar arasında önemli bir yere sahip. Ardında iz bırakma, demek. Çöpünü arkanda bırakma örneğin. Ya da yapılmış olanı, kırma, bozma. Doğaya saygı göster. Ayak izinden başka bir şey kalmasın geçtiğin yerlerde.

İsviçre’de birçok yerde çöpünüzü taşımanız gerekiyor uygun çöp atma yerine dek. Çocuklara anaokulunda öğretilenlerin başında. Evde de ceplerinden en çok çöp çıkıyor.

9- Telefonu dikkatli kullanın!
Dağda gece yürüyüşü

Akıllı telefonları her amaç için kullandığımız bir zamandayız. Gerektiğinde kamera, fotoğraf makinesi, harita, pusula, fener, GPS olabiliyor. Acil durumda ise bir yeri aramak için en gerekli şey; tabii hala şarjı kaldıysa!

Demem o ki bazen o kadar çok fotoğraf, video çekip anında sosyal medyada paylaşıyoruz ki acil durumlarda kullanmak için pili kalmıyor. Bu yüzden akıllı telefonu, doğa yürüyüşlerinde akıllıca kullanalım. Grosser Mythen’de o kadar çok video ve fotoğraf çekmişiz ki, 1899 metreden aşağı inmeye başladığımız vakit, henüz yarı yolda, pili %30’dan az kalmıştı. Tabii tahmin edeceğiniz üzere arabaya binene dek telefonları çantadan çıkarmadık diyebilirim.

10- Birlikte yürüyün!
Gezgin Anne tayfası

Ütliberg-Felsenegg arasında, çoluk çocuk yürümüştük bir defasında. Detayları burada.

Eğer ilk kez doğa yürüyüşü yapacaksanız, yanınıza birini alın. Birlikte yürüdüğünüz kişi hem destek olur, hem de acil bir durumda kurtarıcı. Artı, sürükleyici ve keyifli bir muhabbetle yollar kısalır ve büyülenmiş bir şekilde harika bir manzaraya beraber bakabilirsiniz. Mutluluk paylaşıldıkça artmaz mı? İşte bu yüzden gelin birlikte yürüyelim.

Bonus: Doğa yürüyüşleri güvenli mi?

Başlangıç seviyesinde biri için güvenli rotalar dışına çıkmayın. Genellikle bu yollar belirtilir burada gösterildiği gibi.

Grosser Mythen’de

Yanınızda birisiyle yürümek en güvenlisi elbet; ama gün gelir yalnız yürümek de isteyebilirsiniz. O zaman evdekilere mutlaka nereye gittiğinizi, nasıl bir yol izleyeceğinizi ve tahmini dönüş saatinizi anlatın yola çıkmadan. Grösser Mythen’in methini duyduğumda gitmek için heyecanlandım; ama bir yandan da tek başıma gitmeye çekindim. Öyle riskli bir rota ki yanımda bu işe benim kadar istekli birisiyle daha güvenli olacak; böylece bu yürüyüşten daha çok keyif alacaktım. Gerçekten de mutluluğumuz paylaştıkça arttı B. ile. İyi ki yapmışız.

Haydi o zaman, doğayı keşfetmeye hazırsınız! Gezgin Anne ile İsviçre’yi keşfetmek için buraya bakın.

 

Yazar

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.