Alaz’ın uslu ve zaptedilebilir bir toddler (İngilizce’de 1-3 yaş aralığına deniyor) olduğuna inanmaya başladık. Dört saat süren uçak yolculuğu için nereden bakarsanız bakın 9-10 saat yollarda geçiyor. Araba veya tren de yolculuğun bir parçası olmak durumunda kalıyor.
Bu uzun süreli yolculuk bizi yorduğu halde 2.5 yaşındaki ufak bir bünyeyi nasıl da zorluyor. Bir yandan karşı koyamadığı yorgunluk, bir yandan birçok renkli ve hareketli şey gözünü kırpsa neler kaçıracak kimbilir? Bu nedenle yolculuklarda uçakta uyumayı tercih ediyor. Epeydir hiç sekmedi; uçak havalanırken Alaz uyukluyor. Tabii bunda uçağı öğle saattlerine denk getirmemizin ve uçağa binene dek onu uyutmamamızın etkisi büyük.
Dünkü yolculuğumuzda da beklenen oldu. Alaz uçak havalandığında uyanık olsa da, henüz kemer ikaz ışıkları sönmeden uyuyakalmıştı kucağımda. Tek fark bu kez babasının uçakta tren ve araba oynayacağız demesi nedeniyle ilk bir saatlik uyku ardından henüz ayılamadan oyun oynayalım telaşı onu uyandırdı. Uyandığında yiyecek teklif ettik. Yarım saat kadar muhabbet ve yiyeceklerle oyaladıktan sonra babasının söz verdiği şekilde cep telefonunda tren ve araba legolarıyla oynadı. Yarım saate yakın sürdü. Daha sonra haydi bir tuvalete gidip bakalım neler varmış diyerek onu yerimizden kaldırıp telefondan uzaklaştırdık. Ortam değişikliği hepimize iyi geldi.
Babasının gel uçaktan atlayalım şakasını gerçek algıladığı an üzüntüyle haykırdı hayır, no! diye. Onun dışında hiç sesi çıkmadı yol boyunca. Yerimize döndükten sonra biraz etiket yapıştırdık, biraz boya yaptık. Uçak inişe geçtiğinde kanatları ve aşağıdaki şehir ışıklarını izledik.
Ülkeye girişte pasaport kontrol sırası oldukça uzundu. Biz yetişkinleri bile söyletecek kadar. Sıkıldığı oldu elbette; ama Trunki’siyle tam bir maskot olmuştu ve büyük-küçük herkesten ilgi görmesi sıkıntısını az da olsa geçirdi. Elbette polisin yanına varana dek uslu durursa şeker vereceğimi söylememin de bu iyi huylu hali üzerinde etkisi olduğuna eminim.
Eve vardığımızda ilk iş babaannesine oyuncakları sormak oldu. Birkaç saat oyuna ve oyuncaklara doyamadı.
Babası, bu yaşta bu çocuk çok iyi dayanıyor yola dedi. Alışkanlık mı yoksa huyu mu iyi bilemiyorum; ama büyüdüğünde bu satırları okursa kendisine teşekkür ettiğimi bilsin…