İlk etapta rezervasyon için binaya girdiğimizde, Olamaz bize uygun olmayan bir otel seçtik diye kafam karıştı açıkçası. O ağır koltuklar, tablolar, şamdanlar, avizeler, masalar… Sanki tatile değil de saraya gelmiş gibi, hiç bir yere el sürülmemesi sadece bakılması gerekmiş gibi hissettim. Neyse ki öyle olmadı…
Odamızın balkonu rengarenk… |
Odalar yokuşlarda, pek sorun olmadı yemek salonuna, plaja, havuza, oyun parkına yürümek. Valizleri zaten küçük golf arabaları taşıyor. Odamız bahçe içinde, ikinci katta, erguvanların çiçek açtığı balkonlu bir odaydı. Tam önümüzde havuzlar bulunuyordu, yani ilk sıradaydık.
Bebek yatağı |
Odada bebek yatağı bulunmasına rağmen, epey alan vardı. En çok sabah ışığının girmesini ve Alaz’ın gün doğarken uyanmasını engelleyen kalın perdeleri sevdim. Yatak oldukça genişti, hatta Alaz da bizimle birlikte uyudu. Alaz’ı düşünüp birkaç eşyanın yerini değiştirdik sadece. Bebek yatağı güzel bir şekilde hazırlanmış, evden kendi park yatağınızı getirmeye gerek yok. Mamaları saklamak için buzdolabı, sterilizasyon yapmak için su ısıtıcısı da var. Kısacası odalara tam puan verilir.
Tam pansiyon gidenlere yemek salonunda açık büfe ikram var. Deniz kıyısındaki restoranda alakart menü var; ama çocukla mum ışığı ve sahil pek romantik olmazdı. Sonuçta balayına giden de var değil mi? Terasta bizim kalabalık grumuza uygun masa ayarlayamadılar. İçerde yemek zorunda kaldık ilk gecemizde. Gerçi çocuklar merdivenlerden inip çıktılar, eğimli koridorda koşturdular ve girişteki sebze meyve ile oynayıp eğlendiler. Terasın tek dezevantajı yakınınızdaki masalara oturacakların sigara içme ihtimali. Öyle de alışmışız ki sigarasız ortamlara, bir öğle yemeği yiyemedim cidden. Her ağzımı açtığımda sanki duman çektim içime! Bebek maması yok. Bir de açık büfe hem israf hem de küçük çocuklulara göre değil. Tabii bu benim düşüncem. Otur-kalk, birşey unut gene git, gitmişken bir 5 dakika dolan, geri gel falan insan ne yediğini de anlamıyor. Bördübet’teki Amazon Club’ı bu yüzden sevmiştim. Otelin yemekleri gayet güzeldi, çeşit çoktu, zeytinyağlılar ve tatlılar 10 numara dedi herkes. Rica ettik çocuklara özel acısız köfte de yaptılar, daha ne olsun? Mama sandalyeleri temizdi ve her birinde kağıt önlük vardı.
Plajı güzeldi. İskele üzeri çocuk gürültüsü istemeyenler için ideal. Tabii adadaki özel plajlar da! Oynamak ve tadına bakmak için kum da iyiydi. Şansımıza, tabii sezon dışı olduğundan otelin üçte biri doluydu ve biz çok rahat ettik sıkış tepiş oturmak zorunda kalmadık. Zaten pusetler, eşyalar, oyuncaklar falan epey bir alan kapladık 4 küçük çocukla olunca. Deniz öğleye dek sakin, öğleden sonra dalgalıydı.
Havuzun güzelliği… |
Öğleden sonraları havuz başına gittik. Çocuklar ufak olduğundan deniz dalgalanınca yere düşüyorlardı, pek hoşlarına gitmedi. Havuz suyu serindi. Havuzlar oldukça büyük, derin değil ve ayrıca havlu temin edebiliyorsunuz.
Çocuk havuzu ve kaydırakların olduğu bölümde bizden başka kimse yoktu ilk gün. Dizlerine dek gelen suda şıp şıp yaptılar bir süre. Ağaçların altında, gölgede kalması yaz ayları için ideal.
Çocuk kulüplerine ailecek bayılırız… |
Gelelim çocuk klübüne; Rixy. Orada çocukları çok seven, güleryüzlü iki abla ile tanıştık. Çocuklarla oyun oynadılar, dans ettiler, ufaklıkların isimlerini bile ezberlemişlerdi. Bize klübü gezdirdiler, müzik odasını açtılar. Bebek odası da bulunan klüpte tuvalet eğitimi süren Alaz’ın en hoşuna giden yerlerden biri elbette tuvaletler oldu. Kurbağa şeklindeki tuvaletlerle oynamak istedi, boyu boyuna lavabolarda ellerini yıkadı. Çıkmak bilmedi. Bir diğer favori yeri de ufak jimnastik aletlerinin olduğu bölümdü. Çok kilosu varmış gibi aletleri bıkmadan usanmadan denedi durdu. Akın da babalarla birlikte çift kale maç yapıyordu ne zaman klübe gitsek. Bade – yaş 1.5 – en çok top havuzunu sevdi. Ne zaman görsem orada topları atmakla meşguldü. Ege’nin tartışmasız favorisi havuzdu. Her defasında çıkmamak için epey bir çabaladı. Küçük çocukların başında aileden birinin durması gerekiyor klüpte. Ya da saati 40TL’ye ablalardan biri sürekli ilgilenebiliyor. Bir de sinema salonu var. Akşam çocuk diskosu bitince çocuk sineması başlıyor. Bizimkilerin yaşı film için küçüktü, denemedik.
Gece oyunları |
Yetişkinler için de sinema, sauna gibi aktiviteler var; ama biz denemedik. Adasında bir de disko var bakıcısıyla tatile çıkanlar için.
Buraya kadar iyi hoş. Gelelim hoşnutsuzluklarıma. Öncelikle internet paralı. Zaten oda ücreti normalden yüksek bir otelde internete ekstra ücret ödenmesini yakıştıramadım. Sonra su sorunu. Yemek saatleri dışında, herşey dahil opsiyonu yok, tüm içecekler su dahil ekstra. Şişe su da bakkal fiyatında değil elbette. Birkaç noktaya su makineleri ve plastik bardak pekala konulabilir, özellikle sıcak yaz aylarında. Menüde 3000TL’ye şampanya olması da otel bize uygun değil dediğimiz başka bir andı. Bazı çalışanların sorularımıza yanıt veremediği oldu ne yazık ki. Başka bir nokta da, yemek saatlerinde bazen Türk kahvesi ücrete tabi, bazen de ücretsizdi. Üç gün boyunca öğle ve akşam saatlerinde değişik yanıtlar aldık, herhalde günlük kotasını aşınca paralı oluyor.
Bu tarz küçük hesapları da olmasa çocuklular için de gerçekten mükemmel bir tatil yeri diyebilirim….
Daha fazla fotoğraf ve ayrıntılı tatilimiz için; Rixos Buluşması