Her anne mükemmele yakın olmak ister mükemmel bir çocuk yetiştirmek gayretiyle. Özellikle de 30’lu yaşlarda anne olup da kariyerin, hayatın, düzensiz yaşantının ortasında gelmişse ilk bebek!
İnternet çağıdır, google yazıp ararsın günde kaç saat uyumalı diye… Anne-baba-akraba yoktur yakınlarında, kimseye güvenemez, teslim edemezsin, herşeyini ben yapacağım dersin. Herkesin bebeği uyuyor da benimki uyumuyor diye yemeğini, uykusunu, aktivitesini saatle yaptırmaya başlarsın. Çünkü; bebek ortalamadan az uyuyorsa beyni gelişmeyecek, dersin. Verilen ölçülere göre yemiyorsa boyu uzamayacak, dersin. Yemiyorsa nedeni uykusuzluk, uyumuyorsa nedeni açlık dersin… falan filan…
Günlerin ardından bir haftalık bir seyahat fırsatı çıkar. Ya öylesine gezmek için, ya eşinin işi için, ya akraba ziyareti için. Bebeği de yanına alıp sürüklemek yürek ister. Tam 4 saat deliksiz uyumaya başlamışken, tam mükemmel anneliğe doğru bir adım atmışken kim cesaret edecek düzenin bozulmasına?
Seçenek 1: Aman ne yapalım canım? Zaten uyumuyor doğru düzgün. Belki seyahate çıkınca tatildeyiz diye uyur.
Seçenek 2: Aman ne gerek var. Ben kalırım bebeğimle evde yalnız. Şunun şurasında bir hafta. Tam düzenimiz oturdu, bozmayalım şimdi.
Bir hafta sonra…
Seçenek 1: Tatilde yanımızda yatmaya alıştı. Diş çıkarma huysuzluğu, tüm gün kucak kucağa durunca sorunsuzca atlatıldı. Evde beraber yatmak ister. Yatağında uyutmak, eski düzene sokmak 3-5 günü bulur. Tatilde kazanılan moral, eve dönüşte bebeği ev düzenine sokarken sıfırı tüketir. Ardından tatil öncesindeki düzenli günlere dönülür…
Seçenek 2: Bebekle başbaşa bir hafta sonrasında gözüm kapıdadır, biri gelse de nefes alsam diye. Evden birinin uzaklaştığının farkındadır, bu değişiklik düzenini sarsar. Bir de diş çıkarmaya başladığından gecel-gündüz kucaktan düşmemiş, saat başı uyanmıştır. Dört saat deliksiz uyku ancak o birkaç günden ibaret olmuştur…
Başımdan geçti her iki seçenek de… Hal böyle olunca birinciyi seçtim hep. Tatildeyken uyabildiğimce evin kurallarına uyup, o kısıtlı zamanı herkes için zevk alınabilir kıldım. Eve dönünce depoladığım enerjiyle birkaç günde üstesinden geldim durumun. Zaman ve alışkanlık herşeyin ilacı oldu benim annelik hayatımda. Birinci yaşından itibaren hasta olmadığı zamanlar sabaha dek uyudu kendi yatağında. Ona alıştı. Tatildeyse bazen aramızda, bazen odamızdaki bebek yatağında uyudu. Eve döner dönmez kararlı bir şekilde yatağında, odasında uyuyacağından bahsettik. Bizi caydırmak için elinden geleni yapsa, sabrımızı sonuna dek denese de, başarılı olamadı.
Mükemmel düzene ve hayata sahip mükemmel bir anne olamadım; ama eğlenceli, gezmeli, görmeli, denemeli, yanılmalı annelik yaparak, mükemmel yaşamayı bilen bir çocuk yetiştirmeye kararlıyım…