Babasını erkenden Feriye’ye yolcu ettikten sonra anne-oğul sabah kalvaltısı ettik Ortaköy Princes Otel’de. Hava harikaydı; ama önceki geceden yol yorgunu Alaz’ı otelde uyutmayı tercih ettim sabah uykusunu güzelce alsın diye. Ardından da öğle olmadan düştük yollara yeni Maclaren‘imizi de denemek için.

Henüz ilk ışıklarda olmayan kaldırımlar ve rampalar beni zorladı. Pes etmedim; henüz beş dakika geçmeden inşaat yüzünden kapanmış yürümekte olduğumuz kaldırım, yola çıktık. Karşı kaldırıma geçmeyi düşündüm elbet; ama ne ışık ne yaya geçidi vardı geliş gidiş akan yolda. Ardından devasa kaldırımlara bir inip bir çıktık Kuruçeşme’ye ilerlerken. İçimden Londra sokaklarını düşündüm. Otobüs durakları tüm yolu kapatıyordu zaten, durağa denk geldik mi mecburen yola iniyorduk geçen arabaları kontrol ederek. Sıcak bir gündü ve ben inat ediyordum düzgün bir yol bulacaktım sahilde oğlumla zevk alarak yürüyebileceğimiz. Cemil Topuzlu Parkı’na daldık. Ortaköy tarafından girince sahile dek gidemiyormuşuz bebek arabasıyla bazı yerlerde basamaklar olduğundan. Parkta biraz mola verip yola çıktık gene. Kaldırıma park eden arabaya bir küfür salladım içimden yola inmek zorunda kalınca gene. Polis arabası da parketmiş diğer kenarda, güvenliğiniz herşeyimizdir yazıyor üzerinde. Gidip “Güvenliğimizi sağlar mısınız yola iniyorum park eden araba yüzünden” dedim. Birşey olmazmış! “Hiç birşeycik olmaz, hiç birşeycik olmaz, olmadı da bugüne kadar yine olmaz, yine olmaz” şarkısını mırıldanmaya başladım Bülent Ortaçgil’in.

Kuruçeşme’nin parkında salıncak ve kek molası verdik. O ana dek bir bebek arabası bile görmemiştim o güzel günde. Halbuki Londra’da tüm bebekliler sokağa atarlar kendilerini böyle bir havada; ama burada kaldırım yok ki nereye yürüsün insanlar? Bazı kaldırımların döşemeleri o kadar kötüydü ki, ne koşmak isteyen, ne yürüyüş yapan ne de bebek arabası süren memnun kalır! Hatta bir ara devlet ve ilçe ayrı partilerden de ödenek mi verilmiyor dedim içimden; ama az ilerde Bebek semti gıcır gıcır kaldırımlarıyla aynı ilçeye bağlı değil miydi?

Parkın sonunda sahil kenarından yürümeye başladık nihayet. Sahilde balık tutanları, olta sallayanları, kovalarda oynayan balıkları izledik Alaz’la. Nihayet zevk almaya başlamıştım bugünkü geziden. Dalgalarla sallanan teknelere, bir aşağı bir yukarı alçalıp yükselmelerine hayretle bakıyordu Alaz yol boyunca. Bir de rüzgarda dalgalanan bayraklara. Arnavutköy Şenliği nedeniyle bayraklarla donatmışlardı her yeri. Uğur Dündar’ın imza günü vardı “İyi Uykular Seyirciler” kitabı için ve de “3. Köprüye Hayır” kampanyası. Ya Alaz yoldan geçenlere ya da yoldan geçenler ona laf atıyordu. Arnavutköy’den sonraki durağımız Bebek Parkı oldu. Google haritada bir saatte yürürsünüz denilen yolu 1.5 saatte katettik, tabii bozuk yollar ve ufak molalarımızla nedeniyle. Birçok bebekli çocuklu aile veya bakıcı doldurmuştu parkı o güzel günde. Ardından yemek için bir kafede mola verdik, özlediğimiz masmavi boğaz manzarasına karşı birşeyler atıştıralım diye. Kafenin girişi uygun değildi bebek arabasına; ama neyse ki kapıdaki görevli yardımcı oldu taşımaya. Ben özlediğim tatları atıştırırken her zamanki gibi Alaz’ın yolculuk sonrası iştahı kapanmıştı gene.

Dönüşte bir taksiye atladık o yoldan geri dönmeye halim yoktu artık, keyfimi de kaçıracak değildim. Zaten otele varmadan Alaz kucağımda uyumuştu bile takside. Neyse ki etraftakiler bebek arabasını ve çantamı taşımama yardımcı oldular. Böylece başı zorlu koşullarda da olsa sonu güzel biten bir gezi oldu bize.

Akşamüzeri de Ortaköy’de dolandıktan sonra Beşiktaş’a doğru yürüdük. Gene bir kısım kaldırım kaldırılmış, yenileri döşeniyordu. Gene zorlu bir yürüyüş oldu bize. Neyse ki babası yanımızdaydı da Alaz’ın altını bebek arabasında değiştirmek zorunda kaldığımda yardımı oldu. Beni kim ne kadar dinler bilemem; ama sanırım bebek arabalılar ve tekerlekli sandalyelilerin işi hala çok zor İstanbul’un bu gözde semtlerinde bile.

Yazar

4 Yorum Var

  1. aaa bugun bizde bebekteydik tesedaufe bak bebek parkina gelmeyi dusunduk ama vazgectik belkide karsilasirdik 🙂 bizde de mclaren volo var iyiki var heryerden rahatca geciyorum sayesinde e tabi kaldirim konusundada tecrube olunca artik idare ediyoruz:)) ne guzel olmus sizin icin yolari saymazsak tabi iyi yapmissiniz cnm 🙂

  2. Evet Esra'cım, görüşebilirmişiz ama bir dahaki sefere artık. Volo'ya çok benziyor zaten bizimki de. Şehir için oldukça kullanışlı 🙂

  3. Özel tekne yatlarla yemekli ya da yemeksiz olarak boğaz turu yapmak isterseniz yardımcı olabilirim. Paylaşım gerçekten güzel olmuş, boğaz turunu değişik açılardan ele almışsınız. Emeğinize sağlık.

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.