Ortaokulda okurken Türkiye coğrafyası dersinde Ege Bölgesi konusu bana gelsin çok isterdim. Yaşayarak öğrendiğim için tabii ki. Öğretmen sordu mu başlıca geçim kaynaklarını hem gördüğümüz hem tanıyıp bildiğimiz şeyleri anlatmak daha kolay gelirdi bana özellikle de tarım alanında. Üzüm bağları, pamuk tarlaları, incir ağaçları, tütün bitkileri, turunçgiller ve tabii ki içinde büyüdüğüm zeytin ağaçları. Her biri gözümde canlanırdı öğretmenimiz anlatırken.
Alaz şanslı bir bebek. Şehirde yaşadığı ve yaşayacağı halde tatillerinde hep meyve ağaçları arasında büyüyecek. Her birini tanıyacak daha küçücükken hatta dalından koparacak meyveyi de sebzeyi de. Hem baba hem anne tarafının büyüklerinde bahçe de çok, meyve ağaçları da.
Kuzey kıyı Ege yani Burhaniye’nin de bulunduğu Ayvalık-Edremit hattı zeytin ağaçlarıyla dolu. Bizim bahçelerden birine gidip baktık bu sene zeytin yapacak mı ağaçlar diye. Mini mini bebek zeytincikleri gödük, Alaz’a gösterdik. “Ayy” dedi anladığı kadarıyla yapraklara dokunurken. Benim yediğim ev yapımı zeytinler sütümle ona geçiyor zaten aylardır. Yakında kendisi de severek yiyecek umarım.