Biz İngiltere’de pek AVM’ye gitmeyiz. Küçüklüğünde dükkanlara girer girmez ağlardı Alaz; belki de o yüzden kapalı alışveriş mekanlarında işimizi çabucak halledip hemen çıkardık. Genelde de internetten alışveriş yapıyoruz zaten.
Geçen hafta Burhaniye’deyken,
- denize gidemedik yaz sezonu olmadığından
- hergün 3 kez parka gitmek bizi baydı, farklı parklar da olsa
- anneannesi ve teyzesi yanımda olacaktı sıkıldığı an oyalamak açısından…
Yakınlardaki bir alışveriş merkezine gidelim dedik. İlk uykusundan sonra arabaya atlayıp vardık Kipa AVM’ye. Önce çocuk mağazasına girdik. Etrafta birçok çocuk vardı, Alaz onlarla muhabbete girişti. Koşanları izledi, oturanların yanına gitti. Hatta ağlayıp bağıran birkaçının taklidini yaptı; bu aralar favori oyunu taklit etmek! Kendi başına gezindiği için keyfi yerindeydi. İş bize düştü, onu takip etmekle cici bici kıyafet bakmak arasında bocaladık.
Ardından üst kata çıktık yemek saati geldiğinden paşazadenin. Kocaman bir oyun alanı vardı gürültü had safhada tabii. Önce açık havada oturalım sakin sakin yeriz dedik; ama sonra Burger King’in minderlerle kaplı oyun alanını görünce – İngiltere’de soft play area deniyor – Alaz orayı daha çok seveceğinden fikrimizi değiştirdik. Biraz ananesi, biraz ben, biraz da teyzesi başındaydık sırayla. Hatta bazı büyük çocuklar Alaz’ı kucaklayıp kaydıraktan kaydırdı ya da etrafında döndürdü. Yurtdışında görmeye alışkın olmadığımız bir manzaraydı bu, diğer çocukların Alaz’ı abi/abla olarak kucaklaması yani. Alaz da şaşkın bakıyordu bu tarz sevgi gösterilerine, hoşuna gittiği belliydi. Bana sesleniyordu ‘Abi, üüü, attı’ diye.
Elbette oyun salonunun dibinde oturup yemek yemesini bekleyemezdim. Biz yedik, o oyuna doydu. Ardından büyükler için mağazalara girdik, bakındık diyemem Alaz’ı zaptetmeye çalıştık genelde. Boyuna yakın ne varsa elliyor, askıdaki elbiseleri çekiştiriyordu. Bir ara 8-10 yaşlarındaki üç kızın yanına gitti. Kızlar ellerindeki bisküviden uzattılar, ağzını açtı bizimki. Sonra benim yanıma gelip gösterdi ağzında ne olduğunu. Ardından gene kızlara gidip bisküvi istedi. Mağazadan çıkarken kızlardan biri koşup yanımıza gelip Alaz’ın ağzına bir parça bisküvi daha soktu. Bu gördüğü ilgi sayesinde keyfine diyecek yoktu Alaz’ın. Sonra ananesinden top istedi, şu para atıp çeviriyorsun da top düşüyor ya. Elinden bırakmadı onu. Ayakkabı mağazasında çıldırdı, ‘apuka apuka’ diye. Ayakkabıları kucağına doldurdu. Tam eve dönmek üzereydik ki kaka yaptı. Bebek altı değiştirmek için yer vardı giriş katında, hemen oraya gittik. Keyifle şarkı söylüyordu biz altını temizlerken.
Eve dönüş yolunda kucağımda uyuyakaldı. İlk kez alışveriş yaptığımız bir yerde mutlu olmuştu. Yürümeye başlamış olmasının da katkısı vardır elbet bebek arabasına bağlanıp kalmadığından. Tabii birimiz onun peşindeyken diğerleri alışveriş yapabilmişti ancak. Herşeyi elleme merakı bitince yine zevk alacak mı bakalım? Ya da ikimiz başbaşa gidince hangimizin dediği olacak, göreceğiz!
* İstanbul Kanyon AVM içerisinde Hayat Odası varmış bebekli ve çocuklu annelere nefes aldırmak amaçlı. Darısı her AVM’nin başına 🙂 Bilginize sunarım…