Geçen sene eşim ve oğlumla İstanbul’dan Londra’ya dönerken hayatımdaki en ciddi türbülans sallantısını yaşadık. Uçak kalktı, kemer ikaz ışıkları henüz sönmeden türbülansa girdik. O sıralarda 6 aylık olan oğlum uçak sallandıkça ürkek gözlerle bana bakıyor bir yandan da süt emiyordu. Hani uykuya dalarken düşer gibi hissedersiniz içiniz ‘hop’ eder ya, kimbilir kaç kez onu yaşadık. Bir an eşime bakıp ‘Uçak düşecek mi sence?’ diye sordum. O da endişelendiğini söyledi. Havalanalı bir saati geçtiği halde host ve hostesler bile kemerleri bağlı oturuyordu. Kucağımda uyuyan oğluma bakıp, ‘Ne yapalım düşsek de en sevdiklerimden ikisi yanımda’ diye düşündüm. Birazdan eşim hosteslerin gülümsediğini gösterecek, ‘Demek ki durum o kadar tehlikeli değil’ diyecek ve ardından nihayet çay-kahve servisi başlayacaktı…
Ben kendimi uçmaktan korkmaz bilirdim. Ta ki Sırtçantalılar Portal için bu konuda bir yazı hazırlayana dek. Uçuş korkunuz varsa ve bu konuda neler yapabilirim diyorsanız, buyrun Uçuş Korkumu Nasıl Engellerim? adlı yazımı okuyun ve uçuş korkunuzun ardındaki gerçekleri öğrenin.
Resim:http://www.flickr.com/photos/37351539@N05/with/3947381605/#photo_3947381605