Alaz, son birkaç aydır günde 20 dakikalık bir uyku öncesi programı izlemeye başladı. BBC’nin çocuk kanalında In the Nigtht Garden adı altında yayımlanıyor. Genelde bir ritüele dayalı bu şovda, sürekli aynı karakterler aynı şeyleri söylüyor, aynı hareketleri yapıyor. Programın başı ve sonu hep aynı. Arada kısa bir öykü oluyor ve ardından her biri yataklarına yatıp uyuyor. Alaz’ın babası ve ben de müziğini çok seviyoruz. Huzur ve mutluluk veriyor dinleyene, merak ederseniz buyrun dinleyin.
In the Night Garden; BBC’nin bu programı 1-4 yaş arasındaki çocuklara yönelik. Türkiye’de bir ara yayımlanan Teletubbies de aynı kişilerin yapımı. Dünya’nın birçok ülkesinde çocuk programı olarak yeralıyor. Umarım bir gün Türkçe de yayımlanır.
Alaz’ın doğumgünü haftasında gösteriye son dakikada bileti buldum. Pazar günü Richmond Deer Park’a kurulmuş olan gösteri çadırına doğru yola çıktık. Sıcak, bunaltıcı bir gündü. Arabada klimayı açmak durumunda kaldık ve Alaz öğle uykusunu bir saatlik yolda yarı çıplak olarak uyudu. Uyandığında otoparkta üzerini değiştirdik. Alaz henüz nereye gittiğimizi bilmiyordu, sürpriz demiştik.
Şov çadırının etrafı karakterlerin resimleriyle boyalı olduğundan Alaz hemen tanıdı. Çadıra girdik. Etrafımız yaşı 3’ten küçük çocuklar ve onların ebeveynleriyle doluydu. İçinde karakterlerin kitapları, müzik cd’si, yapıştırmaları, kuklası türünden oyuncakların bulunduğu çantayı aldık. O sırada Alaz yere oturmuş, girişte eline verilen broşüre bakıyordu evire çevire. Şaşırmıştı sanırım bu olup bitene.
Bir süre sonra dizi dizi sıralanmış geniş aralıklarla yerleştirilmiş sıralardan birine oturduk. Çocuklar yeni oyuncaklarıyla meşguldüler şov başlayana dek. Sonra o büyülü müzik başladı. Alaz’ın gözleri parladı. Büyük küçük herkes sevinç çığlıkları atıyordu. Babası ‘Bu anı hiç unutmayacağız‘ deyince gözlerim doldu. Demiştim müziği etkileyici diye, hele bir de 2 yaşındaki yavrumuzun ne hissettiğini düşününce. Zaten bizim çocukluğumuzda böyle şeyler de yoktu. Baktım babasının da gözleri dolmuş. Başladı yanaklarımdan gözyaşları akmaya. Sanırım tek deli çift bizdik o salonda! Hem gülen hem ağlayan…
Karakterlerin kostümlerini giymiş oyuncular, karakterlerin kuklaları ve oynatıcıları müthiş bir gösteri sundu. Tam arkamızda 1 yaşlarında bir bebek vardı; oyundan çok Alaz’la ve Alaz’ın elindeki oyuncakları almaya çalışmakla ilgilendi. Öte yandan çaprazımızda oturan 2 yaşlarındaki kız, sanki lise çağında, hayranı olduğu bir fanın konserine gelmişti. Her yeni karakter çıktığında çığlık atıyor, mutluluktan ağlıyor mu gülüyor mu belli olmayan sesler çıkarıyordu. Annesi de kızın bitmek bilmeyen çığlıklarından ötürü herkese gülümseyerek baktı durdu. Oyunun ilk 30 dakikasını çok dikkatle izledi Alaz. Son dakikalara doğru salondaki çocuklar kıpırdanmaya, bağırmaya, ağlamaya başlayınca dikkati dağıldı. 45 dakika 0-3 yaş grubu için oldukça uzun bir süreydi, özellikle de sıcakta. Sonlara doğru ilgisi dağıldı, ne istediğini bilmez bir hale geldi. Tam son sahneye geçilmişti ki ‘Anne çiş geldi!’ demez mi? Tutar mı, tutamaz ne yapsak derken, toparlanıp ayaklandık. Herkesin odaklandığı son sahnede önlerinden geçip dışarı çıktık.
Gösteri yeri çadır olunca, tuvaletler de prefabrikti. Bebek bezi değiştirme odaları, tuvaletlerde küçüklerin de boyu yetişsin diye basamaklar ve tuvalet adaptörleri vardı.
‘Karnım acıktı, yemek yiyelim’ diye tutturdu biz daha dışarı çıkmadan. Karakterlerle fotoğraf çektirmek için sırada bekleyenler arasından geçip dışarı çıktık. Bir de gösteriyi beğenip beğenmediğini sorunca iki yaş sendromlu olduğundan diye umuyorum – herşeye itiraz – ‘Beyenmedim’ dedi. Yana yakıla zor bilet bulduğumu bilen babası beni avuttu. Gerçi günde 20 kez dinlediğimiz cd’lerinden belli ne çok sevdiği; ama illa itiraz edecek işte.
Ailemin beni götürdüğü ilk gösteri E.T. filmiydi diye hatırlıyorum ve ilkokula gidiyordum o zaman. Zamane çocukları çok şanslı!
2 Yorum Var
Merhaba,
Tesadüfen gördüm sitenizi… Çok güzel.
Uzun uzun okurum artık 🙂
Gece Bahçesinin türkçesi olduğunu bildirmek istedim. Ege de bayılıyor 🙂
Sevgiler
İyi gezmeler 😉
Teşekkürler beğenmenize sevindim. Türkçesi olduğunu bilmiyordum yazdığınız iyi oldu. Umarım gösteri Türkiye'ye de gelir. Ege'ye ve size sevgiler!