Kısa tatil kaçamağımız nedeniyle bir hafta geç kalmış bir yazı oldu bu hafta Alaz’ın yaptıkları. Buyrun Alaz geçen hafta neler yaptı?
Londra’nın en çocuk dostu seçilen kafesine gittik. Croydon’da yolu kaybedince kendimi pazar yerinde buldum. Londra’da Türk usulü pazar bulmak her zaman mümkün değil. Alaz kafe diye pazara geldiğimizi görünce çok bozuldu tabii. Yanımda bebek arabası olmadığından taze sebze ve meyve alamadım; ama yerini öğrendim.
Beanies epeydir ismini duyduğum; ama yolumun düşmediği bir yerdi. Girişi kafe; koltuklar, masalar ve yumuşak minderlerden oluşan küçük bir oyun alanı var. Arkadaşlarımızı beklerken, Alaz 0-2 yaş için olan oyun alanına daldı.
Üst katta, 2 yaş üzeri çocuklar için daha geniş bir yer var. Gene masa, sandalye ve koltuk takımları anneler için konulmuş. Çeşit çeşit oyuncak var. Asma katta bebekler için başka bir alan mevcut. En üst katta ise müzik, futbol gibi haftalık dersler var. Yemekler ve içecekler organik ve taze. Yiyecek fiyatları normal; fakat oyun salonunu kullanmak için 5 İngiliz sterlini ödedik.
Bir akşam farkettik ki, Alaz kendi başına ilk kez legodan uçak yapmış. Legodan birçok sey yapıyor; ama bu tam bir uçak olmuş. Şaşırdık.
Gatwick North Terminal’de check-in işlemimizi hallettikten ve güvenlik kontrolden geçtikten sonra family area dedikleri bölüme gittik. Alaz kah yumuşak minderlerle oynadı, kah BBC’den çizgi film izledi.
Uçağın kapısına gelince dışarıyı izleyebileceği bir mekan bulduk ve inip-kalkan, bekleyen uçaklara, uçakları iten ve valiz taşıyan araçlara baktı uzun uzun.
Bebekliğinden beri uçak kalkmadan, pistte ilerlerken uyuyakalır. Tabii bunda uçak kalkış saatini uyku saatine denk getirmemizin de payı büyük. Yolda iki saat uyudu.
Ertesi gün Caddebostan sahilinde buluştuk arkadaşları ve arkadaşlarım ile. Önce parkta oynadılar, top koşturdular, yaprak topladılar.
Sahilde yürüyüş ardından, kayıkların bulunduğu açıklıkta denize taş attılar. Yerde bulduğu bir oyuncak arabayla uzun uzun oynadı ilk resimde görüldüğü üzere.
Kafe Nero’ya uğradık. En son Alaz 2.5 aylıkken gittiğimden oyun parkı olup olmadığından haberim yoktu. Pazar günü, hava da güneşli olduğundan oturacak yer bulmak zor oldu. Bilginize…
Arkadaşıyla birlikte oyuna ara verip elma yediler.
Akşamında gene havaalanının yolunu tuttuk. Sabiha Gökçen’den kalkacak uçağımız önce yarım saat rötar yaptı, sonra büyük bir felaketten ucuz kurtulduk. Daha sonra yazacağım. Bu nedenle yaklaşık 5 saat havaalanının bekleme salonundaydık. Bu resim de geceyarısına doğru, Alaz’ın yorgunluktan çıldırdığı anlardan biri.