Epeydir Twitter üzerinden takipleştiğimiz bir kitapçı İyi Cüceler. Bu nedenle hazır İstanbul’dayken orayı ziyaret etmek de aklımdaydı.
Yılbaşından bir önceki günün sabahı Bağdat Caddesi’nde bir arkadaşımızla buluştuk. Elbette Alaz oyuncaksız bir kafede bulunduğumuz için kurtlandı. Neyse ki çantamda oyun hamuru kalmış onunla oyaladık ve uslu durursa kitapçıya gideceğimizi söyledik. Böylece İyi Cüceler ile tanışma fırsatı doğdu.
Google’dan adresi yazdık; ama haritası yanlış bir sokağı gösterdi. O nedenle epey bir dolandık doğru yeri bulmak için. Neredeyse vazgeçecektik hani! Varır varmaz da belirttik bunu, şimdi internet sitelerinde adreslerini güncellemişler. Biz gittiğimizde hiç bir aktivite yoktu; malum yeni yıl öncesi. Yılbaşı partisinin ertesi günü olduğundan çam ağacı duruyordu, temizlik vardı; tabii bir de uyuyan bir bebek. Alaz biraz kitaplara, biraz oyuncaklara baktı. Küplere tırmandı falan. Sabah enerjisini parka gidip atamadı ya! Caddede biraz yürüyüş ve küplere tırmanmakla idare etti.
Amacım, Alaz’a birkaç Türkçe kitap satın almaktı. Türkçe derken, hem yazarı hem çizeri de Türk olsun istedim. O yüzden biraz oyalandık yaşına uygun kitap seçme noktasında. Hepsi çok güzeldi; ama istediğim kriterlere uysun ve tabii Alaz’ın da hoşuna gitsin istedim. Sonunda çok güzel iki kitap seçtik. Birine bayıldı; Üç Kedi Bir Dilek… Tam yaşına uygun, harika bir kitap. Her gece onu okumadan yatmıyor. Diğeri de İlkay Marangoz’un Evcil Hayvanım Bir Dinazor… Ona henüz pek ısınamadı. Yazıları daha uzun, hikayeden çok kullanma kılavuzu tarzında. Belki birkaç ay sonra daha çok anlar.
İyi Cüceler’in her ay güncellenen çocuk aktivitelerine buradan ulaşabilirsiniz. Bir sonraki gidişimizi bir aktiviteye denk getirip, kahve ile pekiştireceğim.