Londra Bilim Müzesi, (Science Museum) Londra’nın müzeler diye geçen bölümü South Kensington’da. Geçen sene 1.5 yaşındaki Alaz’ı götürdüğümüz müzede vaktimizi daha çok trenlerde ve çocuklara ayrılmış su oyunları bölümünde geçirmiştik.
Uçak simülasyonu |
Ada iş başında |
Kutu kutu pense |
Alaz 3 yaşına yaklaşmış, kuzeni Ada 5.5 yaşında, biri kız biri erkek olsa da müze gezisindeki ilgi alanları pek farklı olmadı. Bu kez giriş bölümünü atlayıp doğrudan 3. kata çıktık. İnteraktif oyunların da bulunduğu Launchpad bölümü aslında 8 yaş üzerine hitap ediyor. Fakat çocukların çoğu daha küçüktü. Fizik, matematik, enerji dönüşümü ve kimyasal olayları izleyebileceğimiz bir yer ve dokunup oynayabildikleri birçok enterasan obje buldular. Alaz’ın en tedirgin olduğu yer maket bir roketin geri sayım sonrası yüksek sesle havaya fırlamasıydı. Her defasında ödü patladı, kucağımıza tırmandı.
Fiziksel olayların uygulamayla anlatıldığı bölümde çok eğlendi. Topları havaya atmaya çalıştı, mercimek tanelerini oradan oraya taşıdı. O sırada her saat başı yinelenen science show (şansımıza roket şovu) başladı. Biz de içeriye girip izlemeyi denedik. Bir pringles kutusunun nasıl rokete dönüştüğünü gördük. Malesef Alaz bir süre sonra doğal olarak sıkıldı ve dışarı çıkmak istedi. Ada’nın da dikkatini dağıttı. Şovun sonunu getiremeden ayrıldık; ama henüz yaşları bu deneyler için küçüktü; helyum, hidrojen ve Newton hareket kanunları pek ilgilerini çekmedi.
O sırada acıktıklarını söylediler, çamtamdaki aburcuburlardan verince hapur hupur yediler. Yemek öncesi bir süre daha dolaşmaya karar verdik.
Gerçek uçaklar |
Ardından Alaz’ın uçak diye sayıkladığı Flight bölümüne geçtik. Bu kısımda ilk bisiklet tarzı uçaklardan günümüze dek dizayn edilmiş değişik tiplerde uçaklar ve helikopterler sergileniyor. Hatta birkaç balon maketi de var. Her ikisinin de ilgisini çeken bir bölümdü. Merdiven sayesinde yukarıya çıkıp havaya asılı uçaklara daha yakından bakılabiliyor. Alaz buraya bayıldı.
Öğle saatleri olduğundan bizimkiler iyice acıkmıştı. Giriş katındaki ‘Deep Blue’ isimli restorana gittik. Çocuk menüsü, mama sandalyesi ve boyalar vardı oyalanmaları için. Yemekten sonra neşeleri yerine geldi.
Sulu oyun bölümü |
Turuncu su geçirmeyen yelekleriyle oyun ordusu |
Bu kez oyunlar için The Garden isimli interaktif bölüme indik. Bu bölüm özellikle 5 yaş altı için. Tam Alaz’lıktı yani. Dev süngerleri taşıdıkları inşaat bölümü, suyun akışını gördükleri ellerindeki tekneleri yüzdürdükleri sulu bölümde, ışık ve ses ile değişik oyunların sergilendiği bölümde doyasıya eğlendiler. Kısacası bilimin ilk adımlarını oyun yoluyla öğrendiler.
Bir ara aynı katta Bubble Show başladı. Ona katıldık. Bu kez de suyla deterjan karıştırıp farklı büyüklük ve şekillerde balon yapmayı denediler. Önceki sene Alaz’ı çok etkilememişti; ama bu kez epey eğlendi. Hatta konuşmacının sorduğu sorulara cevabı bilmese de parmak kaldırması bizi çok güldürdü.
Giriş katı |
Artık biz yetişkinlerin pili bitmeye başladığı anda onları zorlukla ikna edip o bölümden zorla da olsa ayırdık. Shopping is Science isimli alışveriş kısmına gittik. Sanırım bir saat orada takıldık. Çocuklar oyuncaklarla oynadılar, biz kitap baktık. Alaz’a biri roket diğeri araba tamircileri temalı iki kitap aldık. Fakat onlar en çok çin malı plastik yaylı oyuncağı sevdiler.
Favori, yaylı oyuncak |
Müzeden çıkıp South Kensington’un trafiğe kapalı alanındaki kafelerden birinin sokaktaki masasına oturduk. Hava yaz gibiydi. Soğuk milkshake içerken çocuklar ellerindeki yaylı oyuncakla serbestçe gezdiler. Ada, Alaz’a ablalık yaptı bizden uzaklaşmasını engelledi. Alaz arada bir öğle uykusu uyumadığından ve yorulduğundan Ada’yı çileden çıkarabiliyordu. Sonra da sarılıp özür diliyordu Adacım diye. Bazen de başka masalara dadanıp İngilizce sohbet etmeye çalıştılar.
Müze sonrasında hava güzelse meydanda bir kafede oturmak, Londoners hayatını gözlemlemek için ideal yerlerden. Ne kadar çok çocuklu insan olduğuna şaşırabilirsiniz. Sebebi müzeler bölgesi olması…