Zürih’e ilk kez evlendiğimiz sene gelmiştik eşimle. Kaldığımız otelin önünde yılbaşı nedeniyle ipten bir merdiven vardı ve Noel Baba figürleri sırtlarındaki hediye çuvallarıyla otelin üst katlarına tırmanıyor gibi görünüyordu.
Yurtdışında geçirdiğim ilk Noel olduğundan gördüğüm herşey beni büyülüyordu o zaman. Tabii 8 seneyi Londra’da geçirdikten sonra artık bu süsler, püsler beni etkilemiyordu ta ki Zürih’e taşınana dek.
Zürih’te ayrı bir kültür var. Tüm mağazalar (en azından şehir merkezindekiler) en kaliteli malzemelerle süsleniyor. Üstelik gerçek çam ağacı kullanılarak. Migros gibi marketler de dahil, Bahnhofstrasse gibi janjanlı caddeler de dahil, hemen hemen her köşebaşında gerçek çam ağacı satılıyor. Tabii biz de aldık bir tane, ikinci gün evi böcek bastı. Meğer normalmiş 🙂 Üçüncü güne birşey kalmıyor…
Noel geçtikten sonra, yeniyıl gelmeden önce Zürih’te kar yağışı başladı. 5 gün 5 gece sürdü yeni yıl gecesine dek. İlk kez beyaz bir yılbaşı yaşadım doğduğumdan beri ben de tıpkı çocuklarım gibi.
Eski yılın son günü, baba-oğul Uetliberg’e (Her Zürih’e gelenin manzara için çıkması gereken bir tepe) kızak kaymaya gittiler. Henüz 1.5 aylık bebeği kızağa bindiremeyeceğimizden ben ve Beliz onlara sonradan katıldık şehirde. Niederdorf’un arka sokaklarındaki yemek ardından Limmat Nehri’ni geçtik köprüden. Lapa lapa kar yağıyordu. Instagram resmimizde görüldüğü gibi…
Beliz koynumdaydı, Alaz ise kah karda koştu kah bebek arabasından dışarıyı izledi. Kar altında her köşe başı ayrı bir güzeldi.
Alaz’a gündüz uyursa gece istediği saate dek oturabileceğini (!) söyledik. Akşam yemeğine gelen misafirlerimiz gece 11 gibi ayrılırken Alaz mızırdanmaya başlamıştı; ama hala uyumayacağını söylüyordu. Geceyarısına dek ona kitap okuduk.
Havai fişekler göl çevresinde patladığında bir yandan müthiş manzarayı izliyor, diğer yandan ağlayan Beliz’i susturmaya çalışıyordum. Sonunda dördümüz ışıkları kapatıp koltuğa oturduk. Beliz’i emzirirken babasının kucağında yatan Alaz’ın saçlarını okşadım. Beliz uyudu, Alaz uykuyla savaşıyordu hala. Yaklaşık bir saat daha sürdü bitmeyen istekleri ve sebepsiz ağlaması. Geceyarısına dek oturmak için henüz çok küçüktü; denedik, gördük…
Sabah ne oldu dersiniz? 7’de uyanıp oyuncaklarıyla oynamaya ve şarkı söylemeye başladı! 2015’te de gece kaçta yatarsa yatsın, sabah 7’de kalkacağını göz ağrısı çekerek tecrübe etmiş olduk :'(…
1 Yorum Var
Guzel girmissiniz, umarim tum sene de boyle guzel gecer 🙂 Ve de bol gezmeli tabii ki!