İsviçre’ye yerleşmemizle bu sene ucundan da olsa kayak sporuna başladı Alaz. İlk kez ailecek, tabii bebek dahil, kayağa gidişimizi okudunuz sanırım. Bu böyle gitmez daha planlı programlı ve az eşyalı olmamız gerekir derken ve bu konuda sorup soruştururken Bir Küçük Gezgin’in zaten bu konuda çok güzel bir yazısı olduğunu keşfettim.
Çocuklara kayak kıyafeti, kask, maske, gözlük, kayak çorabı, termal içlik, kar botu, kayak eldiveni seçmek, satın almak ve kayak tatiline giderken bavul hazırlamak için buyrun onların bloguna.
Ben Alaz’ın kayak kıyafetini, garip ama gerçek İsviçre’de daha pahalı çünkü, Londra’dan almıştım. Tulum şeklinde ve kırmızı. Hamileyken bebeğin kız olacağını duyunca ilerde o da kullansın diye unisex bir renk seçtim. Bir de kırmızı siyahtan ve griden daha çok ilgi çekiyor bence. Uzaktan çocukları izlerken hangisi benimki diye kararsız kalmamak için.
Salopet-mont olarak iki ayrı takım yerine tulum seçtim. Alaz’ın beller hep açık çünkü. Belki tuvalete gitmesi tulumla daha zor; ama bana göre giydirip çıkarmak daha kolay oldu.
Kayak gözlüğü, gözleri hem kardan hem de güneşten korumak için önemli. Alaz kendi gözlüğüne bayıldı hatta buz pateni yaparken bile taktı! Bıraksak kreşe giderken bile takacak…
Güneş demişken güneş kremi olmadan asla! Yaz güneşi kadar etkili kar güneşi.
Kask konusuna gelince… İlk eğitimde gerek yok dediler; ama kask çok önemli bence. Bizimkinin kaskı en küçük boy olduğu halde kafasına biraz büyük geliyor. Belki 3 yaş kayağa başlamak için henüz erken. Alaz’ın yarım saatlik eğitim sonrasında yorgunluktan mızmızlandığı da bir gerçek… Neyse bu sene kayak sezonu da bitmek üzere zaten. Seneye artık 🙂