Bu yazıyı çok önce, tam bir sene önce, yazmayı planlamıştım; düzenlemek ve yayınlamak bugüne kısmetmiş.

Londra’daki son günlerimizde, ben hamileyken Alaz ile Londra’yı fıldır fıldır geziyorken; farkettim de bir sene nasıl da çabuk geçmiş! Neyse, Zürih’e taşınmadan önceki gün, tüm bozuklukları döktüm ortaya. Kimi Amerikan doları, çoğu dime. Biraz Euro, birazdan hallice Türk Lirası, elbette en fazla kraliçe büstlü İngiliz sterlini, çoğu da 1-2 pence…

Kimlerin cebinde/cüzdanında gezmiş, kimlerin eli değmişti bunlara? Bülent Ortaçgil’in dediği gibi, ‘Belki benim kağıt param bir şekilde döne dolaşa senin cebine girmiştir‘… Çocukken bu paraların mikrop yuvası olduğu kazınmıştı beynime. Eller ellemez ellerimi yıkardım, hala da yıkarım. Neyse ki o gün Alaz pek ilgilenmemişti bu bozuk paralarla. Yoksa çocuğu dezenfekte etmem gerekecekti.

Neyse kısaca bunların koleksiyonunu yapanlar vardır; ama pratiklik açısından keşke tüm Dünya aynı parayı kullansa…

Yazar

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.