Evet, gene bir tatil öncesi, Türkiye tatili öncesi beni stres aldı. Halbuki tatile çıkmak iyi bir şeydir; ama sorun aile, akraba aslında Türk halkı yanı olunca insan stres yapıyor.
Neden mi? Şimdi diyecekler ki…
– Akşam uykusu için saat çok erken değil mi?
– Daha yeni uyandı, gene mi uyayacak?
– Ay bu çok kilo almış yedirme artık bu kızı annesi!
– Bir şey yemiyor ki bu çocuk, bak çok zayıflamış. Annesi sen buna yemek yedirmiyor musun?
– Çok ince giydirmişsin, üşür…
– Hava çok sıcak, niye böyle kalın giydirdin?
– Gölgede otursanız bebek için daha iyi olur…
– Burası esiyor, güneşe çıkın da bebek üşümesin…
– Ay küçücük bebeği denize mi sokuyorsunuz?
– Buranın suyu pis biraz, mikrop kapmasın?
– Aa sen adını yazmayı bilmiyor musun?
– Aşıları tamam mı bunun?!
– Kolunu sinek mi ısırdı? Dur bak şöyle yapacaksın; 2 gr rezeneyi 3 patlıcanla…
– Bak bunu ben senin için yaptım hadi yesene. Ye, ye, YE!
– Çok kötü öksürüyor, ciğerleri su mu topladı acaba?
– Şapkası yok mu bu çocuğun? Başına güneş geçti!
– Emzir sen bunu da uyusun!
– Ağlatmadan emzirsen iyi olurdu.
– Karnı ağrıyordur, denizde üşüdü kesin.
– Almanca/İngilizce konuş bakalım abiyle, bak o da biliyormuş Almanca/İngilizce.
– Bu üzerindeki ona biraz küçük mü gelmiş?
– Yok yok, bunu giydirme çok büyük!
– Hiç ağlamıyor ne uslu bebek. Maşallah!
– Dün gece çok ağladı. Neden ağladı ki o kadar çok? Neden? …
– Haydi bu son lokmayı da ye, bitsin. Hatırım için…
– Yemeğini bitir, sonra çizgi film…
– Al bakalım sana gofret / şeker / çikolata / dondurma.
– Hiç meyve yemiyor mu bu çocuklar?
– Güneş kremi sürme, kanserojen diyorlar…
– Öyle mi yiyor? Bütün bütün!
– Ay yanaklarını sıkayım ben bunun, yanaklara bak yanaklaraaa…
– Ağladı, al annesi!
– Ee sen hiç büyümemişsin ya?
– Gel bir sarılayım. Geel, gel, GEEL dedim sana!
– Öp bakayım yanağımdan, öp, ÖÖP, burdan da öp!
– Bu bizim bebeğimiz olsun, alıp gidelim biz bunu.
– Annesi sen bakamıyorsan bizim olsun!
– Yere koyma, taşlar soğuk.
– Kucakta tabii epeydir, yorulmuştur.
– Ama bu araba koltuğu çok terletiyor, ver kucağımda dursun.
– Eskiden araba koltuğu mu varmış?
– Az yol gideceğiz, gerek yok çocuğun kemerini bağlama bu sıcakta.
– Kaç yaş şimdi araları? Hmm… Keşke…
– Kıskanıyor mu kardeşini?
– Ayy çok zor iki çocuk, nasıl yapıyorsun bilmem?
– Bunlar Avrupalı olmuş artık, buraları beğenmezler!
– Dışarısı felaket sıcak, sakın evden çıkmayın!
– Evde oturacağınıza denize gitsenize.
– Bebek arabasına / slinge gerek yok, ben kucağımda taşırım.
– Korkma yahu! Hiç korkulur mu inekten / örümcekten / köpekten?
– Kocaman abi olmuşsun hala korkuyorsun.
Ay yazdıkça fenalık geldi! … Size de oluyor mu böyle?
NOT: Bu yazım ilk olarak http://denizasiri.blogspot.ch/ yayınlandı.
4 Yorum Var
Merhaba,
Elinize sağlık çok doğru tespitler..
Maalesef ülkemizde herkes çocuk ve bebek bakım uzmanı Anne hariç tabiki:)
En basitinden, uyku düzeni, uyku rutini, uyku saati dediğinizde gözlerini faltaşı gibi açarak size katı disiplin uygulayan gaddar anne! olarak bakarlar çok yaşadım , tabi ki çocuğun uyku saatini kaçırması sebebi ile oluşan tantrum da "aa iyiydi ne oldu bir anda" tepkisi hemen yapıştırılıverilir…
Benim de iki çocuk annesi olarak nacizane tavsiyem ; duymayın, görmeyin, dinlemeyin, hiç umursamayın..
Denizin, tatilin, Türkiye'de özlediklerinizin keyfini çıkartın…
Sevgiler,
Işıl
Teşekkürler… Çok haklısınız. 3 maymunu oynamak gerekli bazen 🙂
Sevgiler…
3 maymunu oynayacaksın ya da benim gibi az ve öz gidip hop döneceksin 😉 İyi tatiller.. Seni çok iyi anlıyorum ve aynı noktalara ben de deliriyorum, bilesin…
Az kalayım diyorum, değmiyor uçağa verdiğim paraya 🙁
Neyse ki sadece tatilde maruz kalıyoruz bunlara diye sevinmeli belki de?
Sevgiler…