Ligurian Denizi kıyısında, çok bilinmedik bir kasaba Camogli. ‘I found my love in Portofino’ şarkısını birkaç nesil öncesi bilir. İşte burası da Portofino’yu görmek isteyen turislere, konaklamaları için, İtalyanlar tarafından önerilen bir balıkçı kasabası.

Fish festival
Camogli’nin meşhur devasa tavası her sene deniz ürünleri kızartmak için kullanılıyor

Öyle bir yer ki, devasa gerçek bir tavanın duvarda sergilendiği ‘Fish (Balık) Festivali’ olan bir kasaba. Mayıs ayının ikinci hafta sonu kutlanıyor bu festival. Akşamında tahtadan gemilerin kıyıda yakıldığı, havai fişek gösterileri ile başlıyor. Ertesi sabah ise dünyanın en büyük tavasında 3 ton balık pişiriliyor. Bakınız. 2015’te 64. kez kutlanılan festivalin ilk senesinde tavada kızartılan balıklar gelen misafirlere yetmemiş, ertesi sene balık ve tava sayısını arttırdıkları halde, festivale katılım da arttığından sabahtan gece yarısına dek kızartma işlemi sürmüş. Sonunda bu iş için 4 metre çapında, 6 metre sap uzunluğu ve 28 ton ağırlığı olan dünyanın en büyük tavası, 3000 litre yağda 30 bin balık pişirir olmuş. Her sene. Kısacası, bu festival, ‘Denizden babam çıksa yerim’ diyenlerin kesinlikle katılması gerekenlerden biri bana kalırsa…


Biz Ekim ayında gittiğimizden, festivale denk gelemedik; ama balık ve deniz ürünlerine doyduk. Bir süreliğine…


YOLCULUK, VS…

Çocuklarla ilk uzun araba yolculuğumuz, kesintisiz sürsek 5 saat olacaktı; ama uykuları arasına denk gelen Bellinzona’daki Swiss Miniatur’de uzun bir müze gezme ve yemek molası verdik. Onu da burada anlattım. Bu sayede arka koltukta dellenmediler diyebilirim.

sunset
Camogli evlerine vuran akşam güneşi



Akşam 5 gibi oteldeydik; hatta eşyaları odaya bırakıp hemen sahile indik. Denize taş atıp, günün çoğunu arabada geçirmiş çocuklarımızı temiz hava ve gün batımı ile buluşturduk.


Ertesi günü, havuz ve deniz kıyısında, hatta Camogli’nin dalgalı ve ılık denizinde yüzerek sakin bir şekilde geçirdik. Kaldığımız otelde deniz suyu ile doldurulmuş bir havuz vardı. Suyun soğukluğundan ötürü havuz keyfi yapamasak da, havuz kenarı keyfi yaptık. Otel ile ilgili yazım bu linkte.

Ligurian Denizi
Cenobio dei Dogi oteli ve Ligurian Denizi



Kiliseler genelde şehrin en yüksek noktasına yapılır; ama Camogli’deki kilise, Saint Nicolo of Capodimonte Church, deniz kıyısında. Ardında ise, balıkçı kayıklarının bulunduğu ufak bir liman ve dalgakıran var. Ucunda da deniz feneri. Alaz elbette bayıldı bu fenere.


Camogli’nin bir de tren istasyonu durağı var. Deniz kıyısına paralel bir üst yolda. Denize inen ufak sokaklar kesiyor bu caddeyi de. Her iki denize paralel uzun cadde üzerinde kafeler, restoranlar, dondurmacılar, hatta kıyafet satan dükkanlar ve bir kitapçı bile var. Tabii bir de market; Beliz için hazır mama ve atıştırmalık aldığım.

Arka sokaklarda



YEMEK, İÇMEK, VS.


Deniz ürünleri meşhur olduğundan, ben her akşam mutlaka balık yedim. Alaz ise domates ve peynirli kocaman bir pizza yiyordu. TripAdvisor listesinden bulduğumuz restoranlar ya sezon sonu diye kapalıydı; ya da akşam 8’den sonra açılıyordu. Biz ise en geç 7’de yemek siparişi veriyorduk; malum çocuklar var…

Herkes, Revello’nun Focaccia al Formaggio-sunu, yememiz için önermişti. Eski bir pastane, romlu ve bademli tatlıları da baharatlı ekmekleri kadar güzel.

Revello; baharatlı ekmeği ile ünlü bir pastane



İtalyan restoranlarında, Roma, Floransa ve Venedik gezimizde de şahit olduğumuz garip bir durum var. Önce bir başlangıç yemeği alıyorsunuz; örneğin bruchetta veya salata. Ardından ilk yemek olarak makarna menüsü var. Makarna yedikten sonra da ana yemek; et, balık veya pizza. Sonunda da tatlı ve kahve! Tabii biz normalde bu kadar yemediğimiz için her gece ‘Yine çok yedik’ diye söyleniyorduk… Bu kadar yemeye nasıl şişman bir millet değiller, bilmiyorum!

Kitap kurdum



Son gece, Cumartesi olduğundan belki, listenin 1 numaralı restoranı olan makarnacı, Pasta Fresca Fiorella, açıktı. Alaz’ı ‘Kızgın Kuş izleyebilirsin’ diyerek kandırıp pizzadan vazgeçirdik. Bu sayede de nefis, el yapımı makarnalardan yedik. Hatta aşçı, siparişlerimizi bizzat kendisi aldığından Beliz aşçı şapkasına ve kadına büyülenmiş bir şekilde baktı uzun uzun. Hemen her restoranda mama sandalyesi bulduk; fakat çocuk menüsü ve çocuk porsiyonu yoktu. Belki de her menüde makarna veya pizza olduğundan?

Gün batımında Camogli teraslarından biri



ÇOCUK, OYUN, VS.


Camogli, küçük bir yer. 15 dakikada baştan başa yürünen, araç trafiğine kapalı bir sahil caddesi var. Çocuklar burada koşturuyor, top oynuyor, ip atlıyor – gerçekten -, scooter ve bisiklet ile aşağı yukarı gidiyorlar.


Camogli’de, en azından bizim bulunduğumuz kıyıda çocuk parkı, salıncaklı, kaydıraklı olanından yok. Fakat, sahilde 3 geniş teras var ve çocuklar akşam üzeri, gün batarken sözleşmiş gibi burada toplanıyorlar. Herkesin birbirini tanıdığı, selamladığı bir yere dönüyor. Biz de akşam yemek öncesinde çocukları bu teraslara götürüyorduk. Beliz yerlerde emekliyordu, diğer çocukların topları peşinde gidiyordu. Alaz, yanına aldığı vinç ile sahilden topladığı taşları taşıyordu ve tek başına oynuyordu genelde. Çok ilginçtir ki, hiç normal, bildiğimiz oyuncaklı çocuk parkı aramadı tatil boyunca.

Camogli teraslarından gün batımı



GEZİP TOZMA, VS.


Otelin yakınından başlayan ve San Rocco’ya tırmanan yürüyüşü yaptık bir sabah. Beliz’i slinge takmamız gerekti; çünkü çok sayıda merdiven içerdiğinden bebek arabasına uygun bir yürüyüş yolu değildi. O gezinin resimlerini ve ayrıntılarını buradan okumanızı öneririm…


Bir de Portofino yollarına döküldük. Ekim ayında Camogli’den kalkan tekneler işlemediğinden, direk deniz yolu ile gidemedik. Arabayla da gitmek istemedik. Camogli’den trene binip, önce Santa Margherita Ligure’ye gittik. Oradan sahile inip tekneyle Portofino’ya vardık. O gezimizin ayrıntılarına da buradan ulaşabilirsiniz.

NE ALMALI?

Taze makarna. Çok şirin bir makarna dükkanı var; rengarenk sebzeli makarnalar satılıyor. Tabii pesto ve domates sosları da… İri fesleğen (basil), parmesan peyniri, çam fıstığı ve zeytinyağı karışımından oluşan pesto sosunun çıkış yeri de Camogli.

Taze makarna ve soslar

Camogli’yi biz pek beğendik… Daha fazla ayrıntı ve bilgi için sosyal medya kanallarımdan bana ulaşabilirsiniz…




Yazar

1 Yorum Var

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.