Tatil, tatil diye beklediğimiz süreden çok daha kısa geçiyor tatil dediğin…
Ağustos ayında ayarlamıştım Şubat için gittiğimiz kayak otelini, Alpenresidenz Ballunspitze. O sırada bile birçok Kinderhotel, çocuk otelinde yer bulmak zordu. Avusturya, İsviçre ve Almanya kış tatillerinin kısmen aynı zamana denk gelmesi de buna sebep diyebiliriz. Ağustos’ta ayarladığımız tatili beynimizin geri planlarına atmıştık, neredeyse unutmuştuk ta ki son haftaya dek.
Beliz hanım da eksik kalmadı dağa çıkmaktan! |
Kayak kıyafetleri yerinden çıktı, çocuklarınkiler yıkanıp temizlendi. Mayolar dolaptan indirildi. Çocuklar büyümüştü; denendi kimi oldu kimi olmadı. Hazırlanmak da zordu. Hem kış tatili hem de havuz içerdiğinden. Zaten kışın kat kat giysi giymek ve taşımak bana hep zor gelmiştir. Çocuklardan sonra daha da zor geliyor ne yalan söyleyeyim…
Hem kayak hem havuz |
Araba ile yolculuk yaptığımızdan bagajı, arka koltuk arasını, ayak altlarını falan doldurduk bir şekilde. Sevgili kocam ‘bır bır bır, dır dır dır’ dese de, iki küçük çocukla böyle oluyor. Hem kendisi değil mi 5 günlük tatil için 15 çift çorap alan?
Çocuklu tatilde araba bagajı |
Ne yazık ki 3 saat sürmesi planlanan yolculuğumuzda, son yarım saatlik dağ yolunun kardan kapanmış olması sonucu ile Avusturya’da gittiğimiz yolun yarısını geri dönmek zorunda kaldık. Hani kulağı tersten tutarsın ya işte aynı hesap! Tam o şekilde ilerledik; çünkü her yer dağ! Tabii yolculuk 6 saat sürdü. Otoban, trafik, çocuklar, derken yemek molası bile vermeden akşam 5 gibi otele vardık. İlk işimiz de koşa koşa gidip kayak kiralamak oldu. Çünkü bu tür spor mağazaları akşam 6’da kapanıyor.
Galtür’de otele birkaç dakika mesafedeki kayak merkezi, Alpkogel. Orası yolun sonu da aynı zamanda. Geri kalan kısım bizim ulaşmak istediğimiz ilk yoldu, yani bir bakıma yolun bittiği yerde kaydık bir hafta boyunca.
İlk gün beklenmedik ve yorucu geçse de sonraki günler toparlandık, Beliz otelin kreşine alışana dek burada bahsettiğim gibi ayrı gayrı dağları ve pistleri keşfettik. Sonrasında beraber kayabilsek de genelde her günümüz birbirinden farklı gelişti.
En sevdiğim akşamüzeri yürüyüşleri |
Beliz gündüz otelde kaldıysa, akşamüzeri mutlaka otelin kızaklarından birini alıp yarı donmuş nehir boyunca en az yarım saatlik bir yürüyüş yapıyordum. Hem bana da çok iyi geliyordu. Yolda topu topu 1-2 kişi görüyorduk ve Beliz ile şarkılar söylüyorduk. Bazen kızağı ben çekeceğim diye de inat ediyordu tabii ta ki yüzüstü yere kapaklanana dek!
Pistler muhteşemdi. Alaz 5 gün boyunca sabah 9 akşam 4 arası kayak dersindeydi. Teleferik ile dağlara çıkıp, sıra sıra aşağıya kaydı diğer çocuklarla birlikte. Hatta bir gece, ’night skiing’ denilen olaya denk geldik, haftada bir ışıklandırılan pistlerde gece de kayılıyor ve hep beraber gittik. Beliz ile ben aşağıda beklerken Alaz ile babası 2.2 kilometrelik pistten, siyah-kırmızı ağırlıklı, kayarak aşağıya indiler. Saatin gece 10 olmasını önemsemeyen, ertesi sabah 9’da kayak dersinde olacak Alaz ise bir tur daha kaymak için ağlıyordu! Böyle işte… Geçen kış ‘Adam olmaz, bu çocuk kayamayacak, kayağı hiç sevmiyor’ diye dertlendiğimiz oğlan, bu sene başka bir çocuk oldu sanki. Peşin karar vermeyecekmişiz demek!
Galtür gece kayakçıları ve ışıklandırılmış pist |
Tatilin ilk gecesinden itibaren bizimkiler geceleri sürekli öksürdüler. Sabah uyanınca ise zirve yapıyordu öksürükleri. Yarım saat sonra ise kendiliğinden bitiyor, gün içinde normal sağlıklı çocuk oluyorlardı. Tabii bu gece öksürmeleri ve aynı odada uyu(yama)mamız, gündüz dağda kayak peşinde, öğleden sonra havuzda çocuk peşinde koşturmamız sonucu son gün hepimiz dökülüyorduk. Yolda Beliz, eve varınca da ben bitap düştük. Neyse bir sonraki kaçamağa dek toparlanırız 🙂
Otel hakkındaki yorumlarıma gelince… Haydi onu da yarın anlatayım. Şimdi gidip Beliz uyurken biraz dinleneyim de çabucak kendime geleyim 🙂