Bir bu başıma gelmemişti, oldu…

Yaşayarak deneyimlediğim seyahat tecrübelerine bir yenisi eklendi. 21:45’te kalkması gereken Zürih – Londra uçağı, 22:45’e ertelendi; ama saat 23:00’da kapanış saati olan İsviçre Havaalanı’ndan ötürü uçak ertesi akşam 20:00’a alındı. İlginç değil mi?

Tüm ilginçlikler beni bulur; Sabiha Gökçen’de havalanmak için hızlanan uçağın lastiğinin patlaması, normal bir günde 2 saat gecikmenin 6 saate uzaması, Londra’ya iniyoruz anonsuyla uyandığım Küba uçağının 15 dakika sonra Paris’e inmesi, darbe sebepli havaalanı kapanmaları, kar yüzünden uçakların kalkamaması derken uçağın 23 saat ertelenmesi diye de birşey varmış, yaşayarak öğrendik…

Neler Öğrendik?


İsviçre hava yolu sahası güvenlik nedeni ile 23:00’dan sonra uçakların kalkış yapmasına izin vermiyormuş. Belki inmesine de? Bu sebeple, ufak gecikme ihtimaline karşı akşam 8’den sonraki bir saate  Zürih kalkışlı uçak bileti almamayı öğrendim.

Eskiden olsa, yakınır, söylenir, sevgili kocamın başının etini yer, sonunda tartışırdık. Bu kez iptal edilen uçuşu öğrenince çocukların ‘Ben uçağa biniceeeem’, ‘Ben Londra’ya gidiceeem’ diye ağlamalarına mantıklı açıklamalar bulmak ve onları sakinleştirmek yüzünden bu durumda dahi kızıp söylenmemeyi öğrendim.

Bir sebeple uçağa binemezseniz, tekrar pasaport kontrolü, bagaj teslim bölümü aracılığıyla normal bir inen yolcu gibi havaalanı dışına çıkabileceğimizi öğrendim.

EasyJet görevlilerinin, Pegasus ve BoraJet görevlileri aksine, yolcuların arasına girerek tek tek sorulan sorulara, evet sorular hep bir ağızdan değil sıraya girilip teker teker soruldu, doğru ve sakin yanıtlar verdiklerini öğrendim. Yani bu durumda dahi medeni olunabiliyormuş; iki taraf da…

Sonuçta…

Çocuklar çok üzüldü; küçüğü uçağa binemedi diye, büyüğü Londra’ya gidemedi diye… Akşamın 10’undaki yorgunluk ve uyku haline bir de hayal kırıklıkları, gözyaşları, isyanlar ve üzüntü eklendi. Sevgili kocam havaalanı görevlileri ile görüşmek için sıra beklerken, ben bir birini, bir diğerini sakinleştirmek, mantıklı açıklamalar bulmak, yorgun oldukları için aşırı tepkilerini kabullenmek ile tam yarım saat geçirdim. Sonunda ikisi de sakinledi, hatta Alaz uyuyakaldı pusete oturtunca…

Biz de üzüldük. Planlarımız, hayallerimiz suya düştü; arkadaşlarımızla buluşacaktık, sevdiğimiz restoranlara gidecektik, kitapçıları gezecektik, London Eye’a bilet almıştık Alaz’a sürpriz yapacaktık. Tabii Cuma akşamını havaalanında geçirdik boşu boşuna bir de, yorulduk…

Kısmet diyelim…

Şansımıza kendi evimize döndük başka bir otel odasına değil. Gece yarısını geçiyordu saat; ama olsun. Hemen EasyJet’ten uçuşları iptal ettirdik. Önerilen tazminat formlarını doldurduk. Oteli iptal ettik, ilk gece ücreti kesildiğinden uçak şirketi ödeyecekmiş. Bakalım… Uçuş haklarımız var. Söylenmekten daha fazlasını yapabiliriz, tabii biraz vakit alsa da…

Çocuklar üzüldü diye sabah krep yaptık ve bir yere götürme sözü verdik. Yarın kısmetse oraya. Bakınız Instagram.

Geçmiş olsun diyelim ve şimdi önümüzdeki seyahatlere bakalım…

Yazar

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.