Okuyacağınız bu yazım, Alaz için yazılmıştır. İsviçre’de okul sistemi hakkında çok bilgi içermese de, ilkokula başlayacak çocukları olanlara faydalı olabilir.

Sevgili Alaz,
Geçen dönem aldığımız İsviçre’de Schulthek ismi verilen okul çantana, okuldan istenilen HB kurşun kalemlerini, silgini, Pritt-ini ve kalemtraşını akşamdan yerleştirdin. Sabah da yeni suluğunu ve kuşluk vakti Znuni atıştırmanı da koyduk.
21 Ağustos 2017 sabah 8’de baban, ben ve kardeşin hep birlikte ilkokula başlayacağın okuluna gittik. Bahçede, kindergarten-dan arkadaşların ve aileleriyle selamlaştık. Elimi sımsıkı tutuyordun. Fotoğrafını çekmek istedim, karşı çıktın; ama ben seni ikna edebildim… 

Sonra bizi, sınıfına çıkardın. Sınıf girişindeki alanda adının yazılı olduğu askıyı bulduk. Ceketini astın, ayakkabılarını çıkarıp finkel denilen ev terliğini giydin. Çantanı alıp sınıfa girdik. 18 kişilik sınıfında, yan yana 6 sıra var. Sen en solda en son sıradasın, yani üçüncü sırada. Sana ‘Tahtayı göremezsen öğretmene söyle’ dedim. Ben genelde en ön sıralara oturan bir öğrenciydim belki de bu yüzden karışmadan edemedim… 

Öğretmenin, sarışın ve genç bir kadın, kendi masası önündeki piyanoda müzik çaldı. Sonra hepimize ‘Hoşgeldin’ konuşması yaptı Almanca. Kindergarten-dan farkı buradaki konuşmalar İsviçre Almancası değil, High German denilen Almanya Almancası. Bu yüzden sana biraz zor gelebilir. Sonra öğretmen velilere bahçeye çıkmalarını söyledi. Aşağıda ilk 3 sınıfın çocukları bekliyordu. Siz de indiniz. Okul müdürü kısa bir konuşma yaptı, velilere ve ilkokul 1inci sınıfa başlayanlara özellikle. Konuşma kısaydı ve 2 kez ara verilerek şarkı söylediler piyano eşliğinde tüm çocuklar. Sanıyorum okul marşıydı, yakında sen de öğrenirsin. Sonra 1inci sınıfları, tek tek isimleriyle çağırdı müdürünüz ve her birine büyük papatyalardan verdi. Zaten toplamda 60 kişi yoksunuz mini mini birler…

Sonrasında sınıflara çıkıldı. Biz de geldik. Öğretmen tahtaya A, E, İ, O ve U seslerini ağzıyla yapan bir karikatür çocuğun resimlerini dizdi. Size sordu hangisi hangi harf diye. Sonra da tahtaya magnetli fotoğraflar astı. Fotoğraftaki nesnelerin hangi harfle başladığını bularak uygun harfe yerleştirmenizi istedi. Her birine parmak kaldırdın; ama öğretmen sana söz hakkı vermedi hiç. Umarım üzülmedin. Okulun öğrettiği hayat gerçeklerinden biri de, evdeki gibi ‘en önemli birey’ olmadığın. Bazen tüm gün öğretmenin ilgisini çekmek için çabalarsın; ama o seni görmeyebilir. Normal bunlar, öğreneceksin.

Sonra sizi tahta önüne yuvarlak halde dizili taburelere oturttu, biraz konuştu bu harfler ile ilgili bir oyun oynattı. Birer A4 kağıt verip onlarda aynı yüz hareketlerini aynı renk kalemle çizmenizi istedi. Çok iyi anlamadın, yanındaki arkadaşın anlattı sana. Sonra ben gelip açıkladım. Yapmaya çalıştın; ama hepsini bitirecek vaktin olmadı. Bu, öğretmenin konuştuğu Almanca’yı tam olarak anlayamadığın için oldu. Zor olacak. Diğer çocukların Almancası çok daha iyi seninkinden çünkü; ama sen onlardan farklı olarak 1 ve hatta 2 dil biliyorsun fazladan. Umuyorum kısa sürede de arayı kapatacaksın. 

Bir ara esnemeye başladın, canın sıkıldı. Bazı çocuklar kıpır kıpır sınıfta dolanırken; sen oldukça sessiz ve sakindin. Derse genelde iştirak ettin. Bazen de arkaya dönüp gözlerinle bizi aradın. Normal tabii bunlar. Ön sırada da biri ağladı örneğin. İlk gün herşey farklı olabilir. Öğretmen tekrar öndeki yuvarlak dizili taburelere oturmanızı istedi. Sonra size şarkı söyletti, ‘Birinci sınıftayız, okuyacağız, yazacağız, sayacağız, vs’ gibi yarı danslı eğlenceli bir şarkı. Yerlerinize oturduktan sonra, kapıdan şarkılar söyleyerek 3üncü sınıf öğretmeni ve öğrencileri girdiler. 

Her biri, her bir yeni öğrenciye gelip sıra ile kısaca ‘Hoşgeldin sevgili A, ben sana okulu tanıtacağım, ne zaman yardım istersen ben buradayım’ gibi notlar okudular ve her birinize kalem hediye ettiler. Bu an, gözlerimin dolduğu ilk andı. Çok duygulandım. Senin abin, senin atıştırmalıklarını ve suyunu almanı bekleyip, senin elinden tutup bahçeye indirdi. Bahçeye indiğimizde ikiniz birlikte oturmuş konuşup birşeyler yiyordunuz. Yanınıza diğer arkadaşlarınız da geldiler. Hatta bir ara Beliz de! 

Bizler için de bir masa kurulmuştu; üzerinde meyveler, kahve ve kruvasan yani gipfeli vardı… Velileri, öğretmenleri kaynaştırmak için hoş bir girişim. Biz diğer veliler ile konuşup tanışmaya çalıştık, sen de yeni abinin izinden bahçede oynadın. Ara bitince, abin seni alıp sınıfına çıkardı.

Biz de eve döndük. Akşam gelince anlatacaklarını, ilk gün izlenimlerini merakla bekliyorum. Uzun bir tatil ardından, uzun ve yorucu bir gün oluyor senin için. Umarım okulu seversin ve ilk günden güzel anıların olur.

Bahçede müdür konuşurken
Üçüncü sınıfın ziyaret anı

Güncelleme;

Alaz okuldan çok memnun geldi. Öğretmenini pek seviyor. Almancan diğer çocuklardan az olabilir dediğimde – ki zaten bu sebeple ebeveyni Almanca konuşmayanların çocukları otomatik olarak ek Almanca dersi alıyor ve okul tarafından düzenleniyor bu – ‘Hayır, benim Almancam Türkçem kadar iyi’ dedi. İlk ev ödevini de yaptı. Toplam 5 dakika sürmemiştir 🙂

Ev ödevleri ile ilgili kural şu; her sınıf için 10 dakika. Birinci sınıfta 10, ikinci sınıfta 20, üçüncüde 30 dakikayı aşmayacak şekilde…

Yazar

2 Yorum Var

  1. Aaaa sizde de var o hunilerden 😀 Alaz'a başarılar diliyorum, hep severek öğrensin hayatı boyunca.. Çok duygusal bir gün olsa gerek.. Tebrikler <3

    • Teşekkürler 🙂 Umarım bu okul sevgisi sürer…
      Almanya ile pek farklı olmasa gerek eğitim sistemi burada 🙂 Öğrenicez yavaş yavaş…

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.