Daha önce Alaz ile epey uzun yol tren yolculuğu yaptık: İtalya’da, İsviçre’de. Çok kolaydı… En güzel yolculuk şekli çocuklar ve çocuklu aileler için…

Beliz ve Alaz işin içine girdi mi… İkisi de birbirini ayartma yaşında iken üstelik, Japonya’nın altını üstüne hızlı trenler ile getirdik geçen bahar. Birini ben yanıma aldım, diğerini babaları yanına aldı. Bu yüzden genelde fazla sorun yaşamadık, özellikle uyku saatine denk getirdiğimizden tren yolculuklarını.

Melek gibiler, tütütüt!

En son birkaç gün önce Zürih – Paris arasını tren ile katettik. Evet en güzel yolculuk şekli, yakın mesafe için en hızlı belki *havaalanı işin içine girmediğinden*, en eğlenceli kesinlikle. Üstelik eşya, sıvı kısıtlaması yok!

Bizim en büyük şansımız ya da şanssızlığımız 4lü koltuğu seçmekti. Birisi anneanne yanında, diğeri benim yanımda oturdular. Boya yaptılar, yemek yediler, uno oynadılar, neyse ki az da olsa uyudular; ama yolculuk 4 saat sürdüğünden son bir saat artık zıvanadan çıktılar. Hem giderken, hem de dönerken…

Yan tarafta oturan ailenin 1-1,5 yaşlarındaki kızı, koltukta anne/baba üzerinde gezindi, yerlerde emekledi, yürüdü, yemek yedi, babasıyla animasyon filmi izledi. Annesi uyudu, babası uyudu, kendisi uyumadı bir türlü. Fakat, gıkı da çıkmadı sayılır birkaç bağırış dışında…

Çaprazımızda oturan dört kişilik aile, 6 yaşlarında erkek 8 yaşlarında kız, Monopol tarzı bir oyun oynadılar yol boyunca anne ve baba ile hep birlikte. Bir ara erkek olan kıpırdandı; kız kitap okudu. Bizden çok eğlendikleri kesin…

Benimkiler de melekti son saate dek. Trunki çantalarına doldurdukları oyuncakları ile oynadılar. Son saat sesleri yükselmeye, kahkahaları fazla gıcık olmaya başladı. Djyon’dan trene binen Fransız bir adam kaş-göz işaretleri yapıyordu suratıma. O bana söylendikçe, ben çocuklara ‘sus, pus’ diye söylendim. Ben çocuklara söylendikçe, çocuklar daha çok azıttı. Kesinlikle eminim herkesin birbirini tetiklediğinden…

Sonuçta, yol sonunda tehditler havada uçuyordu. Polisle korkutmalar da cabası. Beliz’i kucağımda oyalarken, Alaz’ı kendi haline bıraktım. Neyse vardık sonunda Paris’e…

Henüz yolun başında…

Dönüşte ise, sesleri fazla çıkmaya başlayınca babası Beliz’i yanına aldı ve trende gezindiler. Alaz tek başına kalınca kedi yavrusu gibi oluyor. O sebeple genel anlamda tek çocukla yolculuk çok kolay, biri bebek iki çocukla yolculuk kolay; ama biri 3 diğeri 6 olmuş; birbirini azdıran iki çocuk ile yolculuk etmek bu ara epey zor. Ya da ben otoriteyi yeterli kuramıyorum!

Tabii bu beni seyahat etmekten alıkoymuyor. Yılbaşı ve Şubat tatili için planlar yaptım bile!

Manzara!

Trenle yolculuk için önerebileceklerim; 

  1. Trene son dakika binmeyin; bavul yerleştirme, yer bulma, oturma, ortama alışma devresi geçsin. Stres olmasın kimse…
  2. Yanınızda yiyecek-içecek getirin. Trende kafe oluyor; ama çeşit çok az.
  3. Bol miktarda oyun, oyuncak getirin; boya, kağıt-kalem, oyun hamuru, yap-boz, eşini bulma oyunu, uno, okuyabilenler için kitap, küçükler için uyku örtüsü, oyuncağı, varsa emziği yanınıza alın. 
  4. Trene binmeden önce enerjisini kullanmasını sağlayın. Trende ise diğer vagonları gezin, hareket edin.
  5. 4lü masalar hem iki kardeşin birbirini oyalaması için güzel, hem de ortak aktivite yapmak için. Öte yandan biri uyumaya çalışırken diğeri onu uyutmayabilir de. Tren saatine ve çocukların yaşına göre koltuk seçin.

Çocuklarla tren seyahati

Not: Tüm fotoğraflar ben, Deniz Sütlü Özgül’e aittir. Lütfen izinsiz paylaşmayın…
Yazar

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.