Aşağıdaki röportaj Dilek Altun’dan. Çocukla ilk yurt dışı seyahati olan Amsterdam gezisini soru-yanıt şeklinde anlattı bize. Kendisi aynı zamanda çok başarılı bir eczacı ve benim de kız kardeşim olur…
  • Çocukla ne zaman Amsterdam’a gittiniz? Kaç yaşındaydı?
Ekim sonu Amsterdam’a gittik. Kızım 16 aylıktı.
  • Yola çıkarken yanına hangi oyuncaklarını/kitaplarını almak istedi?
Yola çıkacağımızı tam anlayamadığı için valize birşeyler koyma yerine çıkarma çabasındaydı 🙂 Onun yerine ben favorisi olan lego bebekleri, küçük lego kedi köpek figürünü aldım. Akşam yatarken okuduğumuz sevdiği kitaplardan en ince ve taşınması kolay olanlardan 2 tane aldım. Özellikle küçük boy manyetik çizim tahtası gidiş & dönüş yolculuğunda kurtarıcımız oldu. Bunların dışında zaten etrafta gördüğü uçak dergileri, koltuk kemerleri vs her şey ilgisini çekiyordu.
  • Gidiş/dönüş yolculuklarında uçakta ve havaalanında nasıl davrandı? Bir sorunla karşılaştınız mı? Sorunu nasıl giderdiniz?

Beklediğimden daha uyumluydu. Gidiş yolculuğunda öğle uykusunu uçakta uyuması için uyutmadık, oyalamaya çalıştık ki çok rahat oldu hepimiz için. 3 saatlik yolculuğun 2 saatinde uyudu. Kalan 1 saatte de bulutları seyredip, hostes ablaların kucağında gezdi. Dönüş yolculuğunda hiç uyumadı. Onu da resim çizerek, şarkı söyleyerek, çok zor durumda kalınca ipad’ten 1-2 çocuk videosu izleterek hallettik.

  • Kaldığınız otel çocuklar için uygun muydu? Ne olsun/olmasın isterdiniz?

Double Tree Hilton Otel’de kaldık. Tren garına yürüme mesafesindeydi, havaalanından trenle merkeze gelip 5 dakikada otelimize girdik. Sıcak çikolatalı kurabiye ile bizi karşılamaları hoştu. Odalar çok geniş değildi ama yeterli büyüklükteydi. Zaten yatmadan yatmaya odaya giriyorduk. Kahvaltısı çocuklar için de oldukça başarılıydı. Özellikle çocuk için renkli tabak, bardak, çatal, peçete ile servis hazırlamaları çok hoşumuza gitti. Çalışanları da hem nazik hem güleryüzlüydü. Otelimizden çok memnun kaldık. Çünkü tren, tramvay, otobüs dahil tüm ulaşım araçları buradan hareket ediyordu. Ayrıca denemek isteyenlere ücretsiz bisiklet imkanı da sağlıyorlardı.

  • Toplu taşıma araçlarını kullandınız mı? Kızınızın bu deneyime tepkisi/ilgisi nasıl oldu?

Kaldığımız otel Centraal Station’a 200-300 metre mesafede idi. Buradan gezilecek yerlere hem yürüyerek hem toplu taşımayla ulaşmak mümkündü. Avrupa’nın birçok yerinde olduğu gibi ulaşım zaten çok rahattı. Biz genelde tramvayı seçtik. Duru çok keyif aldı, bebek arabasından etrafı ve insanları seyretti.

  • Bebek arabası kullanmak zor oldu mu?

Maclaren pusetimizi aldık yanımıza az yer kaplaması için. Bebek arabası kullanmak çok kolay oldu, bebekli ve engelliler için herşey düşünülmüş.

  • Çocuk dostu restoran, kafe bulmak kolay mıydı? Bize önereceğiniz yerler var mı?
Hafta sonları restoranlar çok kalabalık oluyor. Bizdeki gibi yiyip kalkma alışkanlığı olmadığı için gideceğiniz yere önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Biz çocukla çok planlı hareket edemediğimizden genellikle çok kalabalık olmayan İtalyan restoranları tercih ettiğimiz ilk yer oldu. Her yerde damak zevkimize uygun çorba bulmak mümkün değil; ama makarna hayat kurtarıcı 🙂 ve de kruvasan tarzı hamur işleri 🙂 Zaten adımbaşı kruvasan, çörek satan pastaneler var. ‘Pasta Pasta’ da keyif aldığımız çeşitli makarna alternatifleri olan şirin bir italyan restoranı. Tabii ki çocuk için tercihimiz sade makarna oldu 🙂
Nemo, Amsterdam
  • Çocukla gitmek için uygun, güzel bir şehir miydi? Çocukla yapılacak aktiviteler var mıydı? Neler yaptınız?

Zaten gezilecek yerler planımızı Duru’yu da düşünerek yaptık. Neredeyse 1 günümüzü Artis Royal Zoo’da geçirdik. Kitaplarda resimlerini gördüğü taklit ettiği hayvanları görmek onu çok mutlu etti. Buranın dışında Nemo’yu da gezdik. Museumplain bölgesinde hızlı bir Victor Hugo müzesi gezisi yapıp yeşil alanda bolca vakit geçirmesini sağladık. Geriye kalan yerler artık bir dahaki Amsterdam gezisine 😉

  • Yeme-içme düzeni nasıldı? Ne tür yiyecekleri beğendi?

Otelde kahvaltısını çok güzel yapıyordu. Öğlen tam tahıllı kuruyemişli ekmekler ve yoğurtla ara öğün yapıyorduk. Meyve her daim yanımızda oluyordu. Akşam restoranlarda damak zevkine uygun çok fazla birşey yoktu. Yemekler genelde soslu, çorbalar bizimkilerden çok sulu. Neyse ki italyan restoranlarında verdiğimiz zeytinyağlı makarnayı elleriyle hapır hupur yiyordu 🙂 Yani hamurişi ağırlıklı beslendi birkaç gün.

  • Uyku düzeni nasıldı? Evdekine benzer bir uyuma düzeni tutturabildiniz mi? Yerini yadırgama, uyumak istememe veya gece uyanmaları oldu mu?

Saat farkından dolayı akşam daha erken yani 19:00 gibi biz daha dışarıda gezip ne yesek diye düşünürken bebek arabasında uyuyakalıyordu. 2 saate yakın da uyuyordu. 1-2 akşam yemek saatimizin tam ortasında ağlayarak uyanıp yemeğimizi sabote etse de otele vardığımızda sabaha kadar deliksiz uyudu hep. Hiç uyku sorunu yaşamadık desem yeridir.

  • Duru seyahatteyken en çok neyi sevdi?

Uçak, tren ve tramvay yolculuklarını çok sevdi. Heyecanla ya insanları ya dışarıyı seyretti. Otelde kahvaltısını kendi kendine yemesine izin verdiğimiz için kahvaltıları çok sevdi. Hayvanat bahçesinde hayvanları seyretmeyi ve Museumplein’de boş yeşil geniş alanlarda koşmayı çok sevdi.

Fotoğraf: https://www.artis.nl/nl/ontdek/collectie/grevy-zebra/
  • Duru’nun seyahat boyunca sizi şaşırttığı oldu mu? Nasıl?

Daha problemli geçeceğini düşünmüştüm hep; ama genelde uyumlu bir çocuk olup bizi şaşırttı 🙂

  • Evi ve oyuncaklarını özledi mi?
Özledi, eve girer girmez oyuncaklarıyla oynamaya başladı 🙂
  • Çocuğunuzla tatile çıkmanın avantajları neydi?

Sanki 4 günde biraz daha büyüyüp olgunlaştı. Evdeki gibi söylediklerimiz bir kulağından girip diğerinden çıkmadı 🙂 Bizi dinledi, üzmedi hiç. Çok uyumlu bir yol arkadaşıydı 🙂

  • Pişman değilsiniz o zaman? Ben de gezgin bir anneyim mi dersiniz?
Pişman değiliz. En yakın zamanda tekrar bir yere gitmek için can atıyoruz. Annemin biz çocukken, genelde kötü örneklerde kullandığı cümleyi iyi anlamda kullanıp ön tekerlek nereye arka tekerlek oraya diyorum ve olabildiği kadar Gezgin Anne’nin izindeyiz diyorum 🙂
Teşekkürler… Umarım henüz bebekle seyahate çıkmaya cesareti olmayan annelere biraz ön tekerlek olmuştur bu yazı.
Bir Not: Dilek bu seyahat ardından 2 kez daha Amsterdam’a gitti. Çocukla, Roma, Barselona, Brüksel ve Paris’i de gezdi.

Siz de konuk yazar olmak isterseniz bana ulaşabilirsiniz.Amsterdam’da çocukla yapılacaklar rehberime buradan ulaşabilirsiniz.

Yazar

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.