Tayland’a gitmek için biletleriniz hazır. Sıra çocukları ve bavulları hazırlamakta o zaman! Eğer henüz biletleri almadıysanız ve çocukları götürmekte kararsızsanız, öncelikle Tayland Seyahati Planlama yazıma bakmanızı öneririm.

Hazırsanız, başlıyorum…

1 – Tayland’a direk uçuş bulun. İndi-bindi, yetiştik-kaçırdık stresi çocuklarla çok daha zor!

Evet bu kısmı başardık; gidiş-dönüş ilk kez uzaklara aktarmasız uçtuk.

Okumaya devam edin diye koydum cümleden alakasız bu fotoğrafı 🙂 İşe yaradı mı?

2 – Tayland’a öğleden sonra veya akşam saatlerinde inecek gibi planlama yapın. Sabahın erken saatleri olmasın!

Biz sabah 10’da Tayland’a indik ve oradan tekrar aktarma ile Chiang Mai’ye uçtuk. Bu yüzden elbette zor oldu. Halbuki Tokyo’ya indiğimizde öğleden sonraydı ve otele yerleşip yemek yedikten sonra yatıp uyumuştuk. Jet lag çok sorun olmamıştı.

Chiang Mai uçağından inerken çocuklar ‘Uykum bitmedi’ deseler de açık havaya çıkınca kendilerine geldiler. Biz de! O günü otele yerleşip, havuza girip, bir tapınak gezerek çok yorulmadan erken bitirdik.

3 – İlk günü Bangkok’ta Grand Palace’ın kalabalığı arasında geçirmeyin.

Bu herkesin yorgun ve jet lag yüzünden sersemlemiş sinirlerini yıpratır. Evet Tokyo’da yaptık, ilk gün uyanıp direk Sensoji Temple için Asakusa ve ardından Tokyo Sky Tree ve Ueno ile başımız döndü ilk gün. Tayland’da Chiang Mai’de ilk güne uyandık ve ‘Elephant Nature Park’a bizi otelden alan bir tur ile gittik ve tüm günü orada geçirdik.

Elephant Nature Park, Chiang Mai

4 – Bangkok gibi çılgın, renkli ve hareketli bir şehri gezmeyi tatilin sonuna bırakmanız önerilir diye çok okudum ve öyle yaptık.

Hem ortama, kültüre alışmak hem de tatilin başında alışveriş yapıp onu her yere taşımamak adına oldukça faydalı bir uyarıydı. Öneririm…

Reclining Buddha, Bangkok

5 – İlk birkaç günün zor geçeceğini baştan kabullenin. Uzun uçak yolculuğu ve yorgunluk, saat farkı, yemek çeşitleri, iklim ve hava sıcaklığı için kendinize ve küçük bireylere zaman tanıyın.

Sebepsiz huysuzluk (sebebi yorgunluk ve sıcak olsa da dile getiremediler), vakitsiz gelen uyku ve yemeklere itiraz bizim normalimiz oldu.

6 – Günde 1 büyük aktivite yapın ve geri kalanı çocukların hoşlanacağı şekilde geçirin.

Sabah büyük yapılardan birini, müzeyi ya da marketi gezip öğleden sonra otelin havuzunda, nehir kenarında bir parkta ya da akvaryumda geçirmek gibi… Günde bir Buddha Temple gezip, otelin havuzunda serinledik. Bangkok’ta Sea Life akvaryumu, Hello Kitty House’u gezdik.

Çocuk dostu aktivite; Hello Kitty Bangkok

7 – Yürümek istemeyen bir küçük çocuğunuz varsa, yanınıza baston puset alın.

Japonya’da iken çok kullandık Beliz henüz 2.5 yaşındaydı; ama Tayland’a puset götürmedik. Çünkü Beliz öğle uykularını bırakmıştı ve uzun süre yürüyebiliyordu (yaş = 4 eksi 1.5 ay). İhtiyaç duymadık, çok zorlanınca biraz ben biraz babası sırtımıza aldık. Sıcakta zor oldu; ama kondisyonu iyi olduğundan hasta olmasına rağmen pek kucak istemedi.

8 – Bangkok havaalanı-otel ulaşımını taksiyle yaparsanız saatlerce trafikte kalabilirsiniz. Skytrain (BTS) süper bir sistem; şehir içinde gezerken kullanın. Bavullar çoksa zor alabilir; ama trafikte çocuklar, sıcak hava, yağmur ve kalabalık herkese fazla gelebilir.

          

Bu sebeple Bangkok’ta havaalanından çıkmadan direk Chiang Mai’ye geçtik. Dönüşte de Bangkok Airport (Suvarnabhumi International Airport) şehre giden hızlı trene bindik ve indiğimiz yerden taksiyle otele ulaştık. Dönüşü de aynı şekilde yaptık.

9 – 3 yaş altında çocuğunuz varsa otele varmadan önce bebek yatağı koymalarını rica edin. Genelde koymuyorlar.

Tayland genelinde aile odası bulunan oteller çok yok. İki ve daha çok çocuğu olanlar, Chiang Mai’de bizim yaptığımız gibi 2 ayrı oda tutmak zorunda kalıyorlar. Odada tek çocuğa izin var; ama ikinci çocuk için problem çıkabiliyor. Kaldığımız otelleri daha sonra anlatacağım…

Phi Phi’deki otelin servisi

10 – Farklı şehirleri gezmeyi planlıyorsanız, her şehirde en az 2 gece geçirmenizi tavsiye ederim. Çocuklar ve uyum, diyelim…

Japonya’da 5 şehirde kalmıştık ve Hiroshima hariç hepsinde en az 3 gece geçirdiğimizi hatırlıyorum. Fazla yorulmadan ve koşturmadan gezinmiştik. Tayland’da da Chiang Mai 3, Krabi 4, Phi Phi 2 ve Bangkok 3 gece şeklinde ayarladım.

11 – Bebek için gerekli şeyleri bulmak zor değil. Eczaneler de var gece yarısına dek açık. Fakat illa şunu kullanırım derseniz, yanınızda getirin.

12 – Taksi, minibüs ve otobüslerde emniyet kemeri pek yaygın değil. Bebeğinizi kucağınızda tutmak zorundasınız. Kendi oto koltuğunuzu getirmek araç kiralayıp gezecekseniz iyi bir yöntem; aksi takdirde onu taşımak da kolay değil!

Grab, kullanışlı uygulaması ve über gibi hızlı olması sebebiyle epey kullandığımız bir ulaşım şekli oldu.

Tuk Tuk; önce haritada yer bulunur, sonra pazarlık yapılır…

13 – Yemekler… Seçici çocuklar için batı tarzında yemek bulmak zor değil; ama yöresel bir şeyler yemek isteyen çocuğunuz olursa Pad Thai ya da Pad See Ew en az karışık olanları ve çocuklar için uygun. Ayrıca acı olmasın ya da az acılı demek isterseniz ‘nid noi’ aradığınız kelime!

Alaz başta yeni tatları denemek için hevesli olsa da ve gerçekten denese de, son günlerde Burger King ya da McDonalds gördü mü onu istiyordu. Yemek masasında burnunu tıkamak Beliz’in alışkanlığı olmuştu. Zaten sonunda hastalanıp su ve süt ile yaşadı.

Kokmuyor kızım…

14 – Çocuklara sık sık içecek, özellikle su teklif edin.

Hava sıcak olduğundan susuz kalmak mümkün. Japonya’da olduğu gibi Tayland’da da 7-Eleven mağazaları oldukça fazla. Family Mart da! Kısaca her yerde! Şişe suyu alın ve taze hindistan cevizi suyu için, içirin…

15 – Sıcaktan dolayı şikayet eden çocuklarınız için hemen en yakındaki alışveriş merkezine, 7-Eleven’a ya da Starbucks’a girin. Klimalı yerlerde serinleyin.

Çocuklar bizden daha çok sıcaklar ve daha çabuk üşürler. Bu yüzden onları anlamaya çalışın. Çocuklardan önce klimalı yerlere ben koşturdum açıkçası…

Alışveriş; night markets olayı Tayland’da çok iyi…

16 – Sabah otelden ayrılmadan havuza girsinler. Böylece tüm gün ‘Havuza ne zaman gireceğiz? Otele ne zaman döneceğiz’ diye söylenmezler.

Her sabah ya da akşam üzeri plaj / havuz zamanı yaratın. Gündüz planlarımız olduğunda akşam havuza girdiler. Hava sıcaklığı 30, su sıcaklığı 25 derece üzerinde olduğundan gece-gündüz farketmedi hiç.

Çünkü havuz şart!

17 – Kaldığınız otelde kids club (çocuk kulübü) varsa, faydalanın. Bir saat bile olsa ‘ara verin’.

Bizim kaldığımız otellerde yoktu. Bangkok’a varınca otelde bakıcı tutup çocukları bırakıp alışveriş yapmayı planlamıştık; ama Beliz’in HFM tipi hastalığı sebebiyle onu otelde bırakmayı da göze alamadık. Ara veremedik.

18 – Çocuklara uygun aktiviteler seçin. Thai yemek kursu, seramik boyama, ayak masajı gibi. Böylece tüm aile bireyleri yaptıkları şeyden hoşlanabilir.

Çocuklar akvaryumu görmek istediklerinde ben masaja kaçtım. Krabi ve Phi Phi’de her gün birlikte saatlerce şnorkelle yüzdüğümüzden yeterince onlara uygun aktiviteler yapmıştık.

Çocukla kaliteli ve keyifli zaman geçirmenin alası…

19 – Taylılar‘ın çocuklarınızı sevip, yanaklarını sıkıştırmalarını görmezden gelin. Kucaklarına alabilirler ya da fotoğraflarını çekerler.

Gerçekten de Beliz’i ellemeden duramadılar diyebilirim. Havaalanı görevlilerinden otel personeline, garsondan tur görevlisine herkes Beliz’e ilgi gösterdi. Ağladığını duyan yanımıza gelip şeker uzattı, tur rehberi oyuncak verdi.

Beliz’e dayanamayan birşey ikram etti hep…

20 – Herkes çat pat İngilizce konuşuyor; ama dikkat edin İngilizceniz çok iyi değilse kesinlikle yanlış anlamalar oluyor.

Otel ve havaalanı dışındaki yerlerde karşılaştıklarımız, İngilizceyi okulda değil, Youtube’ta filmlerden öğrenmişler. Telaffuzları çok iyi değil ve sizin onu, onların sizi anlaması zor olabilir.

Bir Not: Tayland’da olduğunuz sürece ne kavga, ne tartışma ne de gürültü duyacaksınız… Çocukları ağlamıyor, gençleri bağırmıyor, trafiği keşmekeş olsa da sürücüler kavga etmiyor. Herkes gülümsüyor, hepsi rahat, acele yok… Nasıl özendim anlatamam… Ortamdaki tek bağıran, ağlayan, didişen ve tartışan bizim aileydi! Tayland’dan bir bakıcı mı bulsak da bize sırlarını öğretse?

Rahat millet…

NOT: Tüm fotoğraflar bana aittir. Lütfen izinsiz kullanmayın… Yazımı beğendiyseniz, aşağıdaki paylaş tuşlarına basın. Teşekkürler…

Yazar

2 Yorum Var

  1. <3 <3 <3 döndünüz mü yaaaa, ne çabuk geçti! Çok güzel geçmişe benziyor fotolar şahane, burun tıkamaya çok güldüm 😀 Bence seni kızdırırlarsa "akşama tayland usulü körili sebze yaparım" diye tehdit edebilirsin hahahahah

    • Evet, çok çabuk geçti… Güzeldi, notlar kısmında da dediğim gibi; huzurlu…

      Körili yemek fikri iyiymiş, deneyeceğim kızdırdıklarında 😀

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.