Bugün benim doğum günüm…

Bu güne dek, doğum günüm ya tatil başı, ya tatil ortası ya tatil sonuna denk geldiğinden kimseyi toparlayamazdım.  En son üniversiteyi kazandığım sene 4 arkadaşımla Alsancak’ta buluşmuştuk eylemler, yürüyüşler arasında ve Fil Pastanesi’nden pizza alıp yemiştik.

O günden sonra hep tatil oldu… Her ülkede resmi tatil… Bu sene daha özel, karantinadayız dünyacak!

Ama itiraf edeyim çok gezdim şimdiye dek. O yüzden evde kalmayı hak ettim! Oturdum araştırdım… Hangi sene neredeydim? Hangi yaşta neler öğrendim? Elimdeki dijital fotoğraflar ne yazık pek eskiye gidemedi. Bir film şeridi gibi yollarda ve başka şehirlerde geçen ömrüm…

Mayıs 2019
La Jolla kıyısında, Pasifik Okyanusu’nda günbatımı

1 Mayıs 2019 sabahı çöl ortasında uyandık: 24 Palms’da, Kaliforniya’da… Çok iyi uyuyamamıştık; hem 4’ümüz beraber aynı yatağı paylaştığımızdan hem de etrafta in-cin top attığından gece gece pimpiriklendik. O kadar ıssız bir yerde hiç uyumamıştık ve çocuklar yanımızda olunca sorumluluk artıyordu. Artı, birinin çişi gelince herkes uyanıyordu 🙂 Çünkü tuvalet de bahçedeydi, belki hatırlarsınız şu yazımdan

O sabah kahvaltıyı çöldeki karavanın bahçesinde yapıp Joshua Tree National Park’a gittik. Kaktüsler, kayalara tırmanmalar, doğa, güneş, kum, çöl ardından San Diego’ya doğru sürdük arabayı. Gün batımında La Jolla’daydık. Kendi şarkılarını söyleyen deniz aslanları ve foklar ile güneşi okyanusa batırdık.

Dünyanın öbür ucunda, doğanın taşıyla, bitkisiyle, hayvanıyla ne muhteşem bir şey olduğuna tanıklık ettiğim harika bir doğum günü geçirdim. Tabiatın bize ne kadar iyi geldiğini öğrendim.

La Jolla
Joshua Tree’de floss dansı yaparken

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mayıs 2018
Gezgin Anne pastası ve yaratıcıları

1 Mayıs 2018’de Burhaniye, Türkiye’deydik.

Okul tatilinin ilk haftası Malta’ya gittik. İkinci tatil haftası doğum günüme denk gelince, uzun zamandır annemle birlikte bir doğum günü geçirmeyince uçağa atlayıp İzmir’e gittik. Kızkardeşim de gelince, harika bir buluşma oldu… Baharda Ege kıyıları zaten ayrı bir güzel! Bağ, bahçe, Ayvalık, Cunda, İskele yazın sıcaktan ve kalabalıktan gitmeyi tercih etmediğimiz yerlerin tadını baharda çıkardık.

Harika bir akşam yemeği ardından, sürpriz bir pasta da beni bekliyordu… Çok güzel olmamış mı sizce de?

2018’deki doğum günümde, ailemin ne kadar değerli olduğunu, ne olursa olsun her halimizle bizi sevdiklerini, uzakta da olsa hep yanımızda olduklarını öğrendim.

Kız tarafı toplandık 3 kuşak…
Mayıs 2017

1 Mayıs 2017, Japonya’da son günümüzdü. 2 çocuk ve 2 sırt çantasıyla 2 haftada 7 şehir gezisi yaptığımız bambaşka bir kültüre sahip Japonya’da, son birkaç günü Hakone’de harika bir misafir evi, onsen-de geçirdik. Yer yataklarında uyuyup, kimonalarla gezdik, sıcak su banyolarına girip, sabah-akşam çiğ balık yedik.

Onsen denilen otellerdeki geleneksel akşam yemeği aşağıdaki gibiydi ve Kaiseki dedikleri minik kaselerde bir sürü farklı yiyecekten oluşuyordu.

Ön yargılı olmamayı öğrendim seyahat ederken. Dili, dini, rengi, kültürü, yemeği, kıyafeti… Saygı duymayı öğrendim. Bunu çocuklarıma da öğrettiğim için ayrıca mutluyum.

Kaiseki – geleneksel Japon akşam yemeği
Mayıs 2016
Mayorka
Palma de Mallorca

İsviçre’nin uzun kışından kaçıp kendimizi İspanya’nın Mayorka Adası’na attık 1 Mayıs 2016’da.

Benim denize girmem için su soğuktu; ama çocuklar pek dert etmemişlerdi soğuk suyu, hatta otelin havuzuna da girdiler. İki çocukla, ikisinin ve dolayısıyla bizim de deliksiz uyuduğumuz ilk tatil oldu. Doğum günümde deniz kıyısında – en azından su kenarında – olmak için çabaladığımı saklayamam. İspanya’da bir adada ilk doğum günümdü.

Öğrendiğim en önemli şey de bebekle uykusuz geceler er ya da geç geçer. Zamana bırak… O tatil ardından Beliz geceleri deliksiz uyumaya başladı. Tatile giderken beklentimi oldukça düşük tutmuştum her açıdan; o yüzden belki de geçirdiğim en keyifli tatillerden biri oldu…

Mayorka sokakları
Mayorka plajları

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mayıs 2015
Interlaken

1 Mayıs 2015’te haftasonu kaçamağı için Interlaken’e gitmiştik. Sanırım benim gezmem gelmişti uzun bir kış ardından…

İsviçre’nin tam ortasındaki bu turistik bölge; muhteşem doğası, dağları, şelaleri, gölleri, nehirleri ile oldukça popüler bir yer. Thun ve Brienz Gölleri arasındaki günümüz yağmurlu başladı; ama güneşli bitti…

 

 

 

 

Bu doğum günümde öğrendiğim İsviçre’nin doğası ve güzellikleri oldu. İsviçre’ye taşınalı 8 ay olmuştu ve ilk kez bu bölgeye gelmiştik. Dağlarıyla, gölleriyle bu ülkenin kalbimi çalması ve zorluklarına rağmen ‘Yaşarız da yaşlanırız da biz burda yaa!’ dediğim an oldu…

Brienz Gölü
Mayıs 2014
İstanbul, Bostancı sahili

1 Mayıs 2014’te, elimizde bir fotoğrafla – aşağıda – koşa koşa İstanbul uçağına bindik.

O sabah erkenden İngiltere’de ehliyet almak için pratik sınava girdim. ‘Bugün doğum günüm, beni bırakmayın!’ diyecektim; neyse ki sınavı geçtim. O sıralar İngiltere’de öyle keyfi ultrasonlara giremiyorduk hamile kalınca. Karnımdaki bebeğin tetkikleri, 12 haftalıkken, 1 Mayıs günü yapıldı ve her şey çok güzel, sağlıklı yanıtını aldık. Bu haberi aile büyüklerine kendimiz yüzyüze vermek için Türkiye’ye gittik. Londra grisi ardından İstanbul’da güneşi görünce de kendimizi Bostancı sahiline atmıştık.

Hayatta her şeyin başı sağlık… Sevdiklerimizin sağlığının yerinde olması şanslı ve mutlu olmamız için bir neden.

Bebek geliyor…
Mayıs 2013
Londra’daki evimiz

1 Mayıs 2013’te sıradan bir gündü Londra’da. Bahçesinde bahar çiçekleri açmış evimizde, Türkiye’den gelen akrabaları, arkadaşları ağırlamıştık o aralar. Yakındaki bir parka yürüyüşe gittik çekirdek aile olarak ve Covent Garden’da gezinmeye. Bana pasta almıştık Paul’den… Sahi niye İsviçre’de Paul yok?!

Huzurluyduk… Ben, eşim ve oğlum; küçük ailemiz, işimiz, mortgage ile satın aldığımız evimiz, bahçemiz, arkadaşlarımız, komşularımız, Londra’daki hayatımız, düzenimiz kurulu… ‘Happily ever after…’ aşamasındaydık sanki hayatımızın. Değerini bil, farkında ol…

Hyde Park
Çekirdek ailem

 

 

 

 

 

 

 

Mayıs 2012
San Francisco – Pier 39

1 Mayıs 2012’de en sevdiğim şehirlerden biri olan San Francisco’daydım. Sanıyorum yaşadığım ülkeler haricinde uzaklığına rağmen en çok gittiğim ülke -4 kez-

Alaz’a deniz aslanlarını izlettiğim günün akşamında arkadaşlarımızla beraber doğum günü yemeği yedik, Cheesecake Factory’de (meşhurdu o zaman) pastamızı yedik ve kaldığımız eve gidip her beraber Alaz’ı uyutup yatırdık. Sonra da eşim, M ve O ile oturup kakara kikiri…

Mountain View

Arkadaşlar güzeldir. Bulması zor, kaybetmesi kolay; çiçek gibi, emek vermezsen, aramazsan solar. Özellikle de başka başka ülkelere taşınınca. Çok değerliler. Anne-baba-kardeş-eş-evlat hepsinin yeri ayrı; ama arkadaşlarınki daha özel. Kafa dengi buldun mu sakın kaybetme!

Not: M & O hala oradalar ve hala her sene görüşürüz bir yerlerde…

 

 

 

Mayıs 2011
8 aylık hamile

1 Mayıs 2011’de ben Alaz’a 7.5 aylık hamileydim. Eşimin ailesi Türkiye’den geldi ve hep birlikte İngiltere’nin güney sahiline, Jurassic Coast’u görmeye gittik. Farklı otellerde, geze geze konakladığımız dillere destan bir gezi oldu. Elbette bir an erken doğum yapmam umarım diye düşünmedim de değil…

Arkadaşınızı yolda tanırsınız derler ya, eşimin ailesiyle hem de ben karnım burnumdayken çıktığım seyahatimiz, bana o eskiden olan gelin-kaynana çekişmelerinin saçma olduğunu öğretti. Hala yok değil mi öyle şeyler? Var mı yoksa? O zaman biz çok şanslıyız…

Jurassic Coast – İngiltere’de kayınvalidemle kayalar arasında
Mayıs 2010
Balondan el sallayan benim!

Eşimin bana doğum günü hediyesi ve sürprizi… ‘Sabah 5’te kalk, 7’de Thornton’da olmamız gerek’ idi… Meğer balonla gezi ayarlamış!

En güzel doğum günü hediyelerinden biriydi. Hayatımda ilk kez balona bindim, hem de İngiltere’nin müthiş coğrafyası üzerinde. Fakat, bu balonların inişi biraz zor oluyormuş. Yere çakılıp tekrar havalandık, sonra inip devrildik! Neyse ki kimseye bir şey olmadı. Farkettik ki, binenlerden biri ilk çakılmada balonun sepetinden düşmüş! Öyle garip macera dolu bir gün oldu… Hem güzel, hem heyecanlı, hem akıl almaz, hem de unutulmaz…

Güzergah haritası
Tazecik ben!

 

 

 

 

 

 

 

Ne mi öğrendim? Hayat sürprizlerle dolu ve kimi zaman bu sürprizler güzel bitmeyebilir; ama pozitif ol. Mızmızlanma… Anı yaşa 🙂

Mayıs 2009
Taormina – Sicily

1 Mayıs 2009’da İtalya’nın Sicilya Adası‘ndaydık sevgili kocamla. İngiltere’de resmi tatil hafta sonuyla birleşmişti ve iş yerinden Sicilyalı bir arkadaşımdan tüm tüyoları öğrenmiştim.

Sahilde denize girdiğimiz, Etna Dağı’nda ise karlarda yürüdüğümüz bir tatil olmuştu. Çocuklarla gitmeyi de isteyeceğim, size de önereceğim harika bir yer.

Her şeye hazır ol; bir anda kar da çıkabilir karşına güneş de… Hazırlıklı olursan planların alt üst olmaz – çok fazla –

Mayıs 2008
Paris – Eyfel Kulesi

Herkesin hayallerinde olduğu gibi benim de hayallerimde bir gün romantizm ve aşk şehri Paris’e kocamla gitmek, Eyfel Kulesi’ne çıkmak vardı. Ve 1 Mayıs günü Londra’dan Eurostar’a atlayıp Paris’e vardık.

Önümüzde 3 gün vardı şehri keşfedecek ve gençliğimiz, çocuksuz halimiz ile dere tepe her köşesini gezdik.

Doğum günümde hayallerimi gerçekleştirmeyi – mümkün mertebe – öğrendim. Yollara düştüm ve Paris’i gördüm. O zaman muhteşemdi; ama dünyada öyle güzel yerler var ki, eskisi kadar muhteşem gelmiyor bana… Tek güzel, tek doğru yoktur. Hiçbir şey vazgeçilmez değildir, hepsinden daha iyisi bulunur…

 

Mayıs 2007
Greenwich, UK

İngiltere’deki ilk senemizde, Londra’da 1 Mayıs günü… Henüz arabayı ters şeritten kullanamadığım için bisiklet almıştık. Greenwich’e, parka bisikletlerle gittiğimiz, sonrasında piknik örtülerini serip arkadaşlarımızla piknik yaptığımız bir gündü.

Londra’yı, İngiltere’yi bilen bilir. Hava pek nanemolladır. Orada öğrendiğim en güzel şey, güneş çıktı mı işi gücü bırak kendini park bahçeye at, oldu. Türkiye’nin yazlarından sonra, sabahı yaz öğleden sonrası kış olan Londra’da yaşadıktan sonra güneşli günlerin kıymetini biliyorum artık.

Mayıs 2006

Dijital bulabildiğim en eski doğum günü fotoğrafım… 1 Mayıs günü; hem düğün öncesi bana bekarlığa veda partisi, hem canım arkadaşımla kaçamak, hem doğum günü gezisi… Kısaca bahanemiz çoktu ve haftasonu için İstanbul’dan Bodrum’a kaçtık. Bu fotoğraf da elimdeki anısı…

Lise ve üniversite hatayı önemli… Arkadaşlarınız varsa o dönemden, kaybetmeyin. Çünkü onlar zaman geçtikçe dost olur, kız kardeşi olmayana kardeş olur, kardeşten yakın olur. Senede 1 kez de görüşsen, birkaç saat de görsen hep orada seni bekler. Çünkü eskiden olduğu gibi, yanlarında 15-20 yaşına döndüğünde yadırgamazlar, yargılamazlar. Hatta bir bakarsın onlar da o yaşa dönmüşler…

Kaybolon yılları, kazandığım anılarla değişmem… Hayatımın yollarında kazandığım insanların her biri çok değerli… Herkesin yeri çok özel. Benim de… İyi ki doğmuşum. İyi ki doğurmuşsun beni annecim!

Teşekkürler hayatımın bir yerinde karşıma çıktığınız için…

Yazar

Yorum Yaz

Pin It
Bu sitedeki tüm içerikler Digital Millennium Copyright Act ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserlerini Koruma Kanunu'na istinaden koruma altındadır. Buradaki hiçbir içerik (Yazı, Fotoğraf, Video vb.) site KULLANIM ŞARTLARI'nda da belirtildiği üzere izinsiz olarak kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerde yayınlanamaz

© 2019 Tasarım Blogger Tasarım.